Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fikret Çakır, iftarda sindirimi kolay ve besleyici balığın tercih edilmesi tavsiyesinde bulundu.
Çakır, balığın yüksek protein değerine sahip, omega 3 ve 6 yağlarını fazla miktarda barındıran bir besin kaynağı olduğunu belirtti.
Haftada 3-4 gün tüketilen balığın, insan sağlığını büyük oranda koruduğunu ifade eden Çakır, bu nedenle ramazanda iftar sofralarında da bu besinin tüketilmesi gerektiğini vurguladı.
Ramazanda balık tüketilir mi?
Çakır, balığın yapısındaki yağlar, mineraller ve vitaminlerin insanın yaşamsal fonksiyonlarına artı destek sağladığını belirterek, şöyle dedi:
“İnsanlar ‘Ramazanda balık tüketilir mi?’ diye düşünebilir. Hatta balık yenildiğinde su ihtiyacını artırır diye düşünülebilir. Balığı kızartarak yediğimizde tabi ki susarız. Ancak balığın farklı pişirme teknikleri de var. Bunların başında fırında buğulama yaparak ya da çorbasını yaparak tükettiğimizde balık kesinlikle susatmaz. Ramazan ayında bu şekilde tükettiğimiz de hem daha iyi besinlerinden faydalanırız hem de susamadan sağlıklı bir şekilde orucumuzu tutmuş oluruz.”
Yaz nedeniyle, ramazanda oruç tutma sürelerinin uzun olduğunu hatırlatan Çakır, sıcak hava şartları da buna eklendiğinde insan metabolizmasının zorlandığını söyledi.
Çakır, bu nedenle iftarda mümkünse özellikle balık tüketimini tavsiye ettiklerini ifade ederek, şunları dile getirdi:
Sindirimi kolay olduğu için rahatsızlık vermiyor
“Ramazan başlangıcında insanlar açlığa tam alışamadıkları, yaz ayları da uzun olduğu için uzun süre aç kalıyorlar. Aç kalmaları sonucu yemeğe akşam da fazla miktarda eğiliyorlar bu da onları belli bir süre sonra rahatsız ediyor. Ama balıkta böyle bir şey yok, sindirimi kolay olduğu için rahatsızlık vermiyor. Ayrıca oruçluyken kaybettiğiniz enerjiyi gün içerisinde geri kazandırıyor. Böylelikle akşamı sahura kadar iyi bir şekilde geçirebiliyorsunuz. Sahurda da tüketilebilir. Onu da öneriyoruz ancak bu kişilerin tercihine kalmış bir şey.”
Av yasağı sezonuna girildiği için balık miktarının düştüğünü anlatan Çakır, kültür balıklarının da çekinmeden tüketilebileceğini vurgulayarak, “Çipura, levrek günümüzde revaçta olan balıklar bunun yanı sıra alabalıklar, özellikle ithal somon besleyici değeri çok yüksek balıklar, bunların da tüketilmesini tavsiye ediyoruz.” dedi.
Ahtapot, karides de tüketilsin
Türk halkının balığı genelde kızartarak tükettiğine işaret eden Çakır, bunun lezzet bakımından güzel, besin değerlerinin kaybolması açısından ise üzücü bir durum olduğunu dile getirdi.
Çakır, kızartma balığın proteininde kayıplara, vitaminlerinde ve yağlarında ise bozulmalara yol açtığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“Balık mutlaka kızartılacak ise kızgın yağda ve az miktarda pişirmemiz gerekiyor. Hafif sulu kalması gerekiyor. İyice kuruttuğumuzda balıktan lezzet dışında pek faydalanamıyoruz. Ancak en güvenli pişirme sağlık açısından da bakılacak olursa fırında buğulama, ızgara şeklidir. Bu sayede balıktan tüm besin ögelerini bozulmadan almış oluyoruz.”
Balıktan başka ahtapot, karides gibi su ürünlerinin de tüketilmesi önerisinde bulunan Çakır, “Ama halkımız bunları pek bilmiyor. Bu nedenle tüketmiyoruz. Aslında bunların da tüketilmesi gerekiyor. Kendimizi farklı damak tatlarına açmamız gerekiyor. Artık bu çeşitler bütün marketlerde yer alıyor. Taze olarak bulamasalar bile süpermarketlerin dondurulmuş ürün reyonunda karides, kalamar, midye, fileto halinde balıklar, bunlara kolaylıkla ulaşabiliyorlar.” diye konuştu.