Samandağ’da Milli Eğitim Kararnamesine Tepki « Hatay Yeni Haber Gazetesi

27 Nisan 2024 - 04:39

Samandağ’da Milli Eğitim Kararnamesine Tepki

Eğitim Sen Samandağ Şubesi düzenlenen toplantıda, öğretmenler Pelin Akbaş ile Çağdaş Can’ın Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevlerine son verilmesine tepki gösterdi.

reklam
Samandağ’da Milli Eğitim Kararnamesine Tepki
Son Güncelleme :

13 Ağustos 2022 - 17:24

770 views

Samandağ’da Milli Eğitim Kararnamesine Tepki

Eğitim Sen Samandağ Şubesi düzenlenen toplantıda, öğretmenler Pelin Akbaş ile Çağdaş Can’ın Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevlerine son verilmesine tepki gösterdi.


Toplantıda CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, CHP Samandağ İlçe Başkanı Turgay Abacı , HDP İl Başkanı Kerem Nalbant , HDP Samandağ İlçe Başkanı Naim Özbek , Av. Ali Habip, Emsal Atakan,ve Eğitim-Sen üyeleri yer aldı.


İhraç edilen öğretmenlerin görevlerine iadesi gerçekleşene kadar üzerlerine düşen görevi yerine getireceklerini söyleyen Milletvekili Serkan Topal, “Dünyanın hangi ülkesinde, birdenbire, hukuksuz bir şekilde bir devlet memurunu bir vatandaş gözaltına alınıyor ya da içeri atılıyor, ihraç ediliyor. Var mı dünyada örneği? Var nerede diktatörlüğün olduğu yerlerde, tek adamın olduğu yerde, padişahlığın, krallığın olduğu yerlerde. Maalesef bu ülkede geldiğimiz nokta bu. Şunu ifade etmek istiyorum değerli öğretmenlerim.

Daha önce olduğu gibi bugünde, yarında her zaman sizin yanınızda olacağımızı burada bir kez daha yineliyoruz. Buradan iktidara sesleniyoruz, gideceksiniz. Daha dün milyonlarca insanın, atanmayan, atama bekleyen, çalışan, emek harcayan velilerimizin, çocuklarımızın, üniversite mezunlarının günahına girdiniz. Bir tek kişi gözaltına alınmadı ama gelin görün ki demokratik alanda hakkını savunan, eleştirisini yapan bir devlet memurumuz açığa alınıyor.” şeklinde konuştu.


Bunun adın insanların geleceğini çalmaktır
Bunun adı emek hırsızlığıdır, bunun adı gasptır, alın teri hırsızlığıdır, insanların geleceğini çalmadır, bunun adı diktatörlüktür diyen Vekil Topal; ”Hiç kimse merak etmesin bu diktatörlüğe son vereceğiz, bu hukuksuzluğun hesabını soracağız. Size sözümüz olsun bu arkadaşlarımız görevlerine iade edilinceye kadar bize ne görev düşüyorsa onu yapacağız. Ama şunun da sözünü veriyoruz, bu arkadaşlarımıza daha öncede olduğu gibi kanun hükmünde kararnameyle son dakikada 10 binlerce vatandaşımızın günahına girenlerin tamamına hesabını sormakta bizim boynumuzun borcudur. Burada hem sözümüz olsun hem de ahdımız olsun. Sayın Milli Eğitim Bakanı, eğer sizin yüreğiniz varsa istifa edersiniz. Binlerce, on binlerce çocuğun günahı boynuzdadır. Onunda günü geldiğinde hesabını soracağız.” diye konuştu.


“Çoluğunuz çocuğunuzla aç kalın!” deniyor
Eğitim Sen Şube Başkanı Cüneyt Kayıkçı, toplantıdaki açıklamasında; ”Ülkenin gündeminin yine halka, emekçilere yönelik saldırılarla dopdolu olduğunu söyledi ve şunları dile getirdi: “Bir ülke düşünün ki yönete(meyenler)nler, halkı açlığa, yoksulluğa, adaletsizliğe gark etmenin bin bir türlü yolunu bulmuş, hiç durmadan saldırıyor. Bir ülke düşünün ki gündemi sadece açlık, yoksulluk, halka saldırı, katliam yani dizginlenemeyen bir adaletsizlik. Bu adaletsizliklerin en can yakıcı noktalarından birisi hiçbir hukuki dayanağı olmayan, tamamen iktidarın zorbalığına, bu zorbalığın yarattığı keyfiliğe dayalı işten çıkarmalar yani ihraçlardır. Bu perspektifle son olarak ihraç edilen öğretmen arkadaşlarımız Pelin Akbaş YEŞİL ve Çağdaş CAN nezdinde tüm KHK mağdurları için mücadele ve dayanışmayı büyüterek sürdüreceğimizi tüm kamuoyuna buradan ilan ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

HAKSIZ VE HUKUKSUZ İHRAÇLAR SON BULSUN!

15 Temmuz 2016’dan bu yana çıkarılan KHK’lar ile yaklaşık 140 bin kamu emekçisi ihraç edilerek açlığa terk edildiğini belirten Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevine son verilen okul öncesi ögretmeni Pelin Akbaş yaptığı açıklamada: “OHAL bahanesiyle birlikte keyfi işten atmalar yaşanırken kamu emekçilerinin iş güvencesi tamamen ortadan kalktı.
2016 yılında ilimiz Hatay’da yaklaşık 1000 kişi ile birlikte KHK hukuksuzluğu yaşayanlar arasında ben de vardım. O dönemde Eğitim Sen Hatay Şubesinin yürütme kurulundaydım ve Hatay Şube, tüm Türkiye’ye örnek olan bir direniş sergiledi ve hepimiz görevlerimize döndük.

Reklam

Eylül 2019’ Eğitim Sen Genel merkezinin, Hatay Şubesi yöneticilerinin tamamını keyfi ve asılsız suçlamalarla görevden aldığı ve yerine kayyum atadığı yöneticilerden biri de bendim. AKP iktidarı işimize, emeğimize, ekmeğimize göz dikmiş pervasızca saldırılarını sürdürürken, ilk ihracımı yıllarca iş güvencemiz, geleceğimiz, ekonomik ve demokratik haklarımız, bilimsel, parasız eğitim ve sağlık hakkımız, eşitlik ve adalet için mücadele ettiğim, emek harcadığım sendikam tarafından yaşadım. Bu ihraç daha sonra 2020 yılında yaşadığım haksız ve hukuksuz gözaltı, ev hapsi, mesleğimden 2. Kez açığa alınma, yargılama sürecinde iddianameme delil olarak eklendi.
Bugünlere böyle gelindi. 1 ağustos itibariyle 14 yıllık mesleğimden haksız hukuksuz ve keyfi bir şekilde ihraç edildim. İhracımda bahsi geçen 375 nolu KHK’nın geçici 35.maddesi, bakanlıklara keyfilik tanıyan, istediğini istediği gibi, bir disiplin soruşturması süreci geçirmeden ya da tamamlamadan atabilirsin rahatlığı veren bir madde idi ve geçerliliği 31 Temmuz itibariyle sona erdi. Bu geçici maddenin geçerliliği sona ermeden hemen önce 6000 kişi kamudan hukuksuz ve keyfi bir biçimde ihraç edildi.
Bugün gasp edilen sadece 14 yıllık mesleğim değildir. Gasp edilen Ailemin, benim gece gündüz çalışarak harcadığımız emeğimiz, alın terimiz ve geleceğimizdir.
Bizlere KPSS sınavlarında hiç kimse soruların cevaplarını vermedi, hiç kimse atanmamız için torpil yapmadı, kendi emeğimiz ile elde ettik mesleğimizi. Bugün hala devam eden keyfi ve hukuksuz uygulamalarla mesleğimden ihraç edildim. Bu kararı kabullenmek mümkün değildir.
Bu haksız ve hukuksuz ihraçlar ilk olmadığı gibi bu saldırılar püskürtülmezse son da olmayacaktır. Bugün beni mesleğimden, öğrencilerimden, okulumdan uzaklaştıranlar, halkımıza da gözdağı vermeye çalışmıştır. Emek, demokrasi, hukuk ve adalet mücadelesi verenlerin, onların yanında olup destekleyenlerin cezalandırılma aracı olan bu ihraçlar, toplumu korkutma, yıldırma, sindirme politikasının bir parçasıdır.
Haksız, hukuksuz ve keyfi ihraçlar son bulana kadar, emeğimiz, haklarımız, geleceğimiz için bir arada olmalı, birlikte mücadele etmeliyiz. İşimi, öğrencilerimi, ekmeğimi geri istiyorum” dedi.

31 Temmuz da süresi biten 375 nolu KHK’nın geçici 35.maddesinin kapsamında soruşturmalarının sürdüğünü belirten ,Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevine son verilen ögretmen Çağdaş Can yaptığı açıklamada: “Ne hikmetse bu soruşturmanın bitmesine 2 gün kala artık soruşturmanın yapılmasına gerek kalmadığını ve ceza verirmesi gerektiğine karar verildi. Bu bir soruşturmamıdır, yoksa  daha önceden verirmiş bir kararın bahanesimidir, bunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Ben ihraç edilmem meselesinde önüme koyulan gerekçelerden bahsetmek istiyorum, bunlar; sosyal medya paylaşımları,katıldığımız müzik etkinlikleri, 1 mayıs yürüyüşleri bunların hepsi gerekçeler arasındaydı. Ve istisnasıs hepsi terör örgütü propagandasına delil olarak gösterirdi. Ben bu sosyal medya paylaşımlarından bahsetmek istiyorum, çünkü bu soruşturmanın  ne kadar ciddiyetsiz ve aynı zamanda adaletsiz sürdüğünün kanıtlar niteliktedir.

2012 yılında facebook’ta “Hepimiz NÇ’yiz” diye bir paylaşım yapmıştım bu paylaşım terör örgütü propagandasına delil olarak sayıldı. NÇ 14 yaşında 28 kişinin tecavüzüne uğramış,  hayatı çalınmış, her türlü şiddete mağruz kalmış çocuk, bu çocuğu sahiplenmemekte suç sayıldı. O zaman biz burada söylüyoruz , bu suç ise biz bu suçu herzaman işlemekten gurur duyacağız ve hepimiz  NÇ demeye devam edeceğiz. Ama biliyoruz ki esas suçlular, bunu suç olarak görüp fezdekelerimize ekleyenlerdir.

İşidin dünya halklarına ne gibi zararlar verdiğini hepimiz biliyoruz. İşidin halklara yönelik sardırı ve katliamlarını teşhir ettiğimiz paylaşımlar bile terör örgütü propagandasına delil olarak gösterirdi. İşide toz kodurmayan bu siyasi anlayışı da kamuoyuna havale ediyoruz. Kimsenin şüphesi olmasın, bizler bu süreçleri anlatacağız , bu mücadelemizde de  hiç bir şekilde eğilip bükülmeyeceğiz. İşçilerin, köylülerin, kadınların,  çocukların, bütün ezilenlerin haklarını savunmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz mücadelemizin meşruluğunu koçlardan ,sabancılardan ,cengiz holdinglerden almıyoruz ki. Biz mücadelemizin meşruluğunu somada katledilen işçilerden, karadenizde doğa talanına karşı mücadele eden köylülerden, gezi şehitlerinden alıyoruz. O yüzden bizi hiç birşekilde ekmeğimiz ile terbiye edemezler” dedi.

Hukuk bir gün herkese lazım olacak
CHP Samandağ İlçe Başkanı Turgay Abacı, böyle bir olaydan dolayı burada bulunmaktan hicap duyduğunu ve iki öğretmen kardeşi olan bir insan olduğunu belirterek “Daha önce bu süreci Matematik öğretmeni kardeşlerimden biri yönünden yaşadık. Ailece çok zor bir süreç. İhraç edilen iki arkadaşı ve ailelerini gerçekten ateş düştüğü yeri yakar mantığı ile çok iyi anlayabiliyorum. Ülkede hukukun olmadığını, çok uzun bir süredir dile getiren, bunun için çok ciddi şekilde somut olarak bir tavır koyan bir partinin ilçe başkanıyım.

Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu; adaletin, hukukun olmadığını tespit ettiği gün bir an bile duraksamadan Ankara’dan İstanbul’a kadar hak, hukuk ve adalet için yürümüştü. Maalesef ülke, bir hukuk devleti olmaktan çok bir diktatörlükle yönetiliyor. Mutlaka, hukuk bir gün herkese lazım olacak. Çok az kaldı. Mevcut kamuoyu yoklamaları, sizin de takip ettiğiniz gibi mevcut siyasi gelişmeler artık bu iktidarın ülkeyi yönetemediğini, ülkeyi bir bataklığa sürüklendiğini çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Tabi bu süreçte öğretmen arkadaşlarımızın da çok güzel söylediği gibi ciddi şekilde beraber olmak lazım. Ciddi şekilde dayanışmayı ortaya koymak ve üst seviyeye çıkarmamız lazım.

Biz, Cumhuriyet Halk Partisi Örgütü bu süreçte hukuki olarak her türlü desteği verebileceğimizi buradan ifade etmek istiyorum. Bunu içimizden gelerek büyük bir mutlulukla yapabiliriz. Ve son olarak özellikle KPSS skandalında eğer bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı hala o koltukta oturabiliyorsa bu Ak Partinin ayıbıdır.” açıklamasında bulundu.

Reklam

http://www.asitemizlik.com.tr, Bu Reklam Linki ile firmamıza başvuru yapanlara firmamız tarafından %10 indirim yapılacaktır.

HDP İl Başkanı Kerem Nalbant’ta yaptığı açıklamada:”Hepinizin de bildiği gibi bu iktidar ne yazık ki kendisi gibi düşünmeyen, her anlayışı düşmanlaştırarak, bölerek yaşamın dışına bırakmaya çalışıyor, bizde siyasal literatürde bunun adına faşizm diyoruz. Biz bu faşist anlayışı özellikle 15 Temmuz Darbe Teşebbüsünden hemen sonra bir kararname ile nasıl yüz binlerin bir anda işsiz bırakıldığını, nasıl bir anda yüz binin üzerinde insanın açlıkla terbiye edileceğini zannettiklerini çok net gördük ,ama geldikleri aşama itibari ile yanılıyorlar. Biz işimizden de olsak, zindanlara da düşsek, şehit de düşsek hiçbir suretle bunlara biat etmeyeceğiz, biat etmeyeceğimizi daha önce yapmış olduğumuz pratiklerimizde çok net bunu gösterdik. Biz bu zihniyeti daha önce atadığı kayyumlardan çok iyi biliyoruz, biz bu zihniyeti dokunulmazlıkların kaldırılmasından biliyoruz, biz bu zihniyeti sınır içinde ve sınır dışında yapmış olduğu operasyonlardan çok çok iyi biliyoruz. Geldiğimiz aşama itibari ile artık düşüncemiz ne olursa olsun birbirimize dokunmanın, birbirimize sahip çıkmanın tam zamanıdır. Eğer biz ortak bir anlayışla, ortak bir akılla, ortak hareket etmeyi başaramazsak üzülerek söylüyorum şuan yüzüncü yılını tamamlamaya çalışan cumhuriyetin bir ikinci yüz yılını da kaybetmeyle karşı karşıyayız. Böyle bir şansımızın, böyle bir lüksümüzün olmadığını ben buradan bir kez daha dikkat çekmeye çalışıyorum. Ya birleşeceğiz ya ortak hareket edeceğiz ya da yok olacağız. Bu vesileden dolayı mağdur olan öğretmen arkadaşlarımızın kurum olarak yanlarında olduğumuzu bir kez daha deklare ediyorum” dedi.

Görevinden ihraç edilen Pelin Akbaş’ın Avukatlığını yapan Ali Habip’te yaptığı açıklamada: ”Uzun süreden beri kendisine yapılan hususlara yönelik olarak hukuk mücadelesi vermeye çalışıyorum. Maalesef uzun zamandan beri olağanüstü hal kanunlarına, KYK’larına ve siyasal krizine dayanarak insanları, halkı mağdur etmeye devam ettiler, ediyorlar da. Yapılan işlem baştan sona hukuksuz, zaten mevcut olanı ,demin de Hocam da söyledi. Soruşturma vardı, soruşturmanın akıbetini  beklemeksizin, soruşturmanın sonucunu beklemeksizin idari bir kararla, hem de gerekçe belirtmeksizin yani KYK ile makbul gerekçelerle hocalarımız ihraç ettiler, ancak bu durum şunu gösteriyor,hem hukuki kriz derinleşiyor, hem siyasi kriz derinleşiyor, hem de toplumu yönetme krizleri derinleşiyor ve artık bu balon gibi sıktıkça bir yerden patlayacak, patlamak zorunda, öyle görünüyor,sonuna kadar sıktılar, eninde sonunda ellerinde patlayacak gibi görünüyor. Üzerimize düşen görev birlikte olmak. Mücadeleyi devam ettirmek, mücadeleye ivme kazandırmak, bunlar basit şeyler, bunlardan daha çok bedel ödeyenler oldu. Bu demek değirdir sessiz kalacağız. Ben sonunda bu hukuksuzluğun sona ereceğini düşünüyorum, görevlerine döneceklerine de inancım tamdır”dedi.(Haber/ Video/Fotoğraf: Levent AŞKAR)

Reklam

 

reklam

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.