SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI SAĞLIK EMEKÇİLERİNE ŞİDDETİ ARTTIRIYOR « Hatay Yeni Haber Gazetesi

18 Mayıs 2024 - 12:53

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI SAĞLIK EMEKÇİLERİNE ŞİDDETİ ARTTIRIYOR

SES Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası adına şube hukuk sekreteri Nilgün Aşkar, sağlıkta dönüşüm programlarının sağlık emekçilerine uygulanan şiddeti arttırdığını belirtti.

reklam
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI SAĞLIK EMEKÇİLERİNE ŞİDDETİ ARTTIRIYOR
Son Güncelleme :

28 Ocak 2022 - 16:52

139 views

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI SAĞLIK EMEKÇİLERİNE ŞİDDETİ ARTTIRIYOR

SES Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası adına şube hukuk sekreteri Nilgün Aşkar, sağlıkta dönüşüm programlarının sağlık emekçilerine uygulanan şiddeti arttırdığını belirtti.

reklam

Aşkar, konuyla ilgili yayınladığı açıklamada; “Sözün bittiği yerdeyiz! Tahammülümüz kalmadı! Nefes alamıyoruz! Tükendik! Güvenli ortamlarda çalışmıyor, her an şiddet tehdidi altında inanılmaz bir stresle yaşıyoruz. Kadına ve sağlık emekçilerine yönelik şiddet her geçen gün artıyor. Biz artık bir meslektaşımızın kılına dahi zarar gelmesini istemiyoruz. Bir şiddet failinin daha serbest bırakıldığını, bir suçun daha cezasız kaldığını görmek istemiyoruz. Artık bağlı bulunduğumuz bakanlığın ölüm sessizliğine tahammülümüz kalmadı. Ölüyoruz! Ve hal böyleyken çalışamıyoruz.

Daha geçen gün bir Aile Sağlığı Merkezi’nde çalışan hemşire arkadaşımız silahlı saldırıya uğradı ve hayatını kaybetti. Bu ülke kadınları korumuyor! Kadınlar her gün tanıdığı ve hatta tanımadığı erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor ve gerekli mercilere başvurduklarında, hayatları için koruma istediklerinde bile yalnız bırakılıyor. Kadınların can güvenliğinin olmadığı bir atmosferde, iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın kazanımlarını geliştirmek yerine, kadın düşmanı politikaların sürdürücüsü olmaya devam ediyor. Cezasızlık politikasından ve iktidarın kadın düşmanı politikalarından cesaret alan erkekler her gün en az 3 kadını katlediyor. Bu ülkede kadınlar her gün evde, işte, sokakta, erkek şiddetine maruz kalmakta, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı her alanda saldırı gelişmekte. Bu ülke kadına yönelik şiddet faillerini cezalandırmıyor, cezasızlık haberlerine yol açarak bir sonraki potansiyel faili cesaretlendiriyor. Ömür Erez yalnızca bir erkek tarafından katledilmedi. Ömür Erez İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden iktidar tarafından katledildi, erkek yargı tarafından katledildi ve her gün ekranlarda cinsiyet eşitsizliğini savunan siyasetçiler tarafından katledildi.

reklam

BİZ SAĞLIKÇILAR YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ

Günümüzde resmi rakamlara her gün 50 sağlık çalışanı sözlü ya da fiziksel olarak şiddete maruz kalmaktadır. Hastaneler artık sağlıkla değil şiddetle anılmaktadır. Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım servis kapısını barikat ile kapatmaya çalışan sağlık çalışanları halen hafızamızdadır. Hasta yakınlarının tekmeli saldırısına uğrayan gebe hemşire, kafasında mermer blok kırılan hekim, boğazı kesilmeye çalışılan sağlık emekçisi, her gün elinde bıçakla, tabancayla sağlık emekçilerini canlarıyla tehdit eden yeni bir hasta yakını haberi almaktayız. Bu ülke kadınları ve sağlık emekçilerini korumuyor! Sağlık sistemini içinden çıkılmaz bir hale getirip sağlık emekçisini toplumun önüne bir suçlu gibi fırlatıyor! Sağlık emekçileri ne kadar değersiz görüldüklerini, beyaz kod verdiklerinde bile hiçbir şey olmadığını, gördükçe tükeniyor.  Yaşanan bunca şiddet vakasına rağmen ne yazık ki gelinen noktada samimi adımların atılmadığını, şiddetin hız kesmediğini görüyoruz. ‘Sağlıkta Şiddet Yasası‘ göstermeliktir, sağlık emekçilerinin tepkilerini sönümlendirmek içindir, üstelik etkin biçimde de uygulanmamakta, saldırganlar karakolun ön kapısından girip arka kapısından çıkmaktadır. Olan “şikâyetçi olduğum için yeniden saldırıya uğrar mıyım” endişesiyle baş başa kalan sağlık emekçisine olmaktadır.

Dünden bugüne yöneticilerin sağlık çalışanlarını şiddetin hedefi haline getiren itibarsızlaştırışı söylemleri bugün geldiğimiz noktanın en önemli sebeplerindendir. “Sağlıkta Dönüşüm Programı” sağlık çalışanlarının canına kastetmektedir. Bu program ile oluşturulan kışkırtılmış sağlık talebi, muayene sürelerinin 5 dakikaya kadar indirilmesiyle göğüslenmeye çalışılmakta, yıllık acil servis başvuru sayısı toplam nüfusundan fazla olan dünyadaki tek ülke olmamızla sonuçlanmaktadır.  Artan angarya ve iş yoğunluğu altında ezilen sağlık çalışanları her gün dozu artan şiddet olguları ile karşı karşıya kalmaktadır. Hal böyleyken güvenlik önlemleri yetersiz, fiziki imkânlardan yoksun hastanelerde 5 dakikada bir hasta bakmaya çalışmak da yine biz sağlık emekçilerine düşme. SES olarak sağlık meslek örgütleriyle hazırladığımız ve kamuoyuyla paylaştığımız program doğrultusunda, taleplerimizi dile getirmek için sağlık emekçileri ile buluşmalar, nöbet eylemleri, büyük sağlıkçı buluşmaları ve 8 Şubat’ta uyarı amaçlı iş bırakma eylemlerimizi örgütlü mücadelemizle gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

 reklam

reklam

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.