

SAĞLIK EMEKÇİLERİNDEN YÖNETMELİĞE TEPKİ: “BU EZİYETİ DURDURUN!”
Hatay’daki Sağlık Örgütlerinden Ortak Tepki: Yönetmelik Geri Çekilsin
Hatay Tabip Odası, Hatay Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) ve Aile Hekimleri Derneği, Sağlık Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan ve “Eziyet Yönetmeliği” olarak tanımladıkları yeni düzenlemeye karşı Hatay İl Sağlık Müdürlüğü önünde ortak basın açıklaması gerçekleştirdi.
Tabip Odası MYK Üyesi Dr.Ali KANATLI, Hatay Tabip Odası adına Servet Alkan, SES Hatay Şubesi adına Nilgün Aşkar ve Aile Hekimleri Derneği Başkanı Nihat Fahlioğulları’nın söz aldığı açıklamada, “Bizler sağlık sisteminde yaşanan çöküşü protesto etmek, taleplerimizi haykırmak için bir araya geldik” denildi.
AŞKAR:“Eziyet Yönetmeliğine Karşıyız!”
SES Hatay Şubesi: “Emekçinin Cebinden Toplum Sağlığı Kurtarılamaz”
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şubesi, haksız kesintilere ve uygulamalara karşı bir kez daha ses yükseltti. Şube adına açıklamada bulunan Nilgün Aşkar, ‘Eziyet yönetmeliği’ diye nitelendirdiği sistemin hem sağlık emekçilerini hem de toplum sağlığını tehdit ettiğini belirtti.
“Uygulanamaz, Yanlış ve Zararlı”
SES Hatay Şube Sözcüsü Nilgün Aşkar konuşmasında, sağlık çalışanlarının kontrolü dışında gelişen durumlar nedeniyle gelir kaybı yaşadığını ifade ederek şöyle konuştu:
“6 ay ASM’ye (Aile Sağlığı Merkezi) gelmeyen hasta üzerinden emekçilerden %10-15 oranında para kesildi. Biz bu yönetmeliğin çıktığı ilk günden beri bunun uygulanamaz, yanlış, emekçiye zarar veren bir düzenleme olduğunu söyledik. İş bırakarak kamuoyunu bilgilendirdik. Ancak yetkililer geri adım atmadı.”
“Bu Bir Haksızlık Modeli Oluşturuyor”
Aşkar, bu uygulamanın sadece sağlık çalışanlarını değil, toplumu da etkileyen bir model yarattığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Okula gitmeyen öğrenci için öğretmenden, dava açılmayan dosya için avukattan para kesmek nasıl anlamsızsa, hekimin kontrolünde olmayan hasta gelmemesi nedeniyle para kesilmesi de öyle. Bu haksız uygulamalar toplumda çürümeye yol açıyor. Meslek etiğini ve toplum vicdanını yaralıyor.”
“Toplum Sağlığı Tehlike Altında”
Sağlık sisteminin ticarileştirilmesine karşı olduklarını vurgulayan Aşkar, mevcut düzenlemelerin toplum sağlığına da zarar verdiğini dile getirdi:
“Bu keyfi uygulamalar bir bütçe politikası değil, bir çöküş modelidir. Sağlık emekçilerinin maaşları üzerinden açık kapatılmaya çalışılıyor. Toplum sağlığı da çalışan sağlığı da bu anlayıştan zarar görüyor.”
“Buradayız, Sesimizi Duyurun!”
Depremin ardından artan zorluklar nedeniyle katılımın sınırlı olduğunu, ancak bu sessizliğin mücadeleyi zayıflatmadığını belirten Aşkar son olarak şöyle dedi:
“Burada az kişi olabiliriz ama hepimiz bu haksızlığa itirazımızı koyuyoruz. Sağlığın ticarileştirilmesini kabul etmiyoruz. Emekçinin alın teri üzerinden kurulan bu düzeni reddediyoruz.”
KANATLI:“Sağlık Bakanlığı Hatay’ı Görmezden Geliyor!”
TTB MYK Üyesi Dr. Ali Kanatlı’dan Sert Açıklamalar
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Dr. Ali Kanatlı, Hatay’daki sağlık hizmetlerinin yetersizliğine dikkat çekerek Sağlık Bakanlığı’nı sert sözlerle eleştirdi.
“Antakya’da Şehir Yok, Sağlık Merkezi Yok”
Dr. Ali Kanatlı açıklamasında, Hatay’ın özellikle Antakya ilçesindeki altyapı ve sağlık hizmeti eksikliklerini şu sözlerle dile getirdi:
“Sağlık Bakanlığı Hatay’ı görmezden geliyor. Bakın, Antakya’daki şehir yok. Biz buraya gelinceye kadar birçok arkadaşımız yolları değiştirmek zorunda kaldı. Çukurlu, kapalı ve tozlu yollardan geçiliyor. Vatandaş aile sağlığı merkezlerine ulaşamıyor çünkü bulamıyor. Çünkü aile sağlığı merkezi yok!”
“Sadece 11 Aile Sağlığı Merkezi Hizmet Veriyor”
Kanatlı, yıkımdan önce Antakya’da 44 tane ayakta kalan aile sağlığı merkezi olduğunu belirtti ve şu anda yalnızca 11’inin hizmet verdiğini vurguladı:
“İki buçuk yıldır Hatay’a ne yaptınız? Sağlık Bakanlığı’nı kandırıyorlar. Orada şu ‘aylı’ birileri var. Bakanlığı yanıltıyor, ayağını kaydırmaya çalışıyorlar.”
“Patates Çuvalı Gibi Oradan Oraya Taşıyorlar”
Sağlık politikalarına yönelik eleştirilerini sürdüren Kanatlı, uygulamaların halk sağlığını iyileştirmeye katkı sunmadığını ifade etti:
“Bakanlığı patates çuvalı gibi oraya buraya taşıyor, boy kilo ölçüyorlar. Bu şekilde sağlık düzelecek sanıyorlar. Son olarak da sağlık personeline eziyet niteliğinde bir yönetmelik çıkardılar. Tüm sağlık personelinin moralini bozdular.”
“Bu Ayıbı Daha Fazla Sürdürmeyin”
Kanatlı, açıklamasını sağlık personeline yönelik baskılara tepki göstererek sonlandırdı:
“O ‘şu aylı’ birilerine sesleniyoruz: Bu yaptıklarınızdan vazgeçin! Ne insan sağlığına, ne de hekimlerin, hemşirelerin, sağlık çalışanlarının psikolojisine katkısı yok, derhal eziyet yönetmeliğini çekin”dedi.
“Keyfi ve İnsafsız Ücret Kesintileriyle Cezalandırılıyoruz”
Basın açıklamasında, Mayıs ayından bu yana Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) görev yapan sağlık çalışanlarının maaşlarında keyfi ve hukuksuz kesintiler yapıldığı belirtildi. Açıklamada, “6 ay ASM’ye gelmeyen hastalar gerekçe gösterilerek, sağlık çalışanlarının maaşlarından yaklaşık yüzde 15 kesinti yapılmaktadır. Yeni doğmuş bir bebek için dahi ücret kesildiği görülmektedir” ifadeleri kullanıldı.
“Halk Sağlığı İçin Mücadele Ediyoruz, Cezalandırılıyoruz”
Sağlık emekçileri, aşıların eksikliği, ASM binalarının yetersizliği, HYP (Hastalık Yönetimi Platformu) kapsamında dayatılan angarya iş yükleri, yaşlı izlem zorunluluğu ve veri girişleri nedeniyle asli görevlerini yapamaz hale geldiklerini belirterek, “Hekimler veri giriş memuruna dönüştürülmüştür” dedi.
“Deprem Bölgesinde Yaşam Koşulları Göz Ardı Ediliyor”
Depremden etkilenen bölgelerde görev yapan sağlık çalışanlarının hâlâ konteyner ASM’lerde hizmet verdiğine dikkat çekilen açıklamada, “Çalışan sağlığını tehdit eden fiziki şartlar ve artan iş yükü karşısında tazminat taleplerimiz karşılanmalıdır” denildi. Ayrıca, altyapı eksikliklerinin (temiz su, internet, ulaşım, elektrik) hizmet kalitesini düşürdüğü vurgulandı.
Sağlık Emekçilerinden Acil Talepler
Basın açıklamasında yer alan acil talepler ise şu şekilde sıralandı:
“Eziyet Yönetmeliği” bir an önce geri çekilmeli.
ASM binaları bakanlık tarafından inşa edilmeli ve donatılmalı.
Deprem bölgesindeki sağlık çalışanlarına tazminat verilmeli.
Aile hekimliği birimlerinde nüfus 2.000 kişi ile sınırlandırılmalı.
Kesintisiz, emekliliğe yansıyacak, tek kalem maaş sistemi uygulanmalı.
Yeterli sağlık personeli atanmalı, koruyucu sağlık hizmetleri desteklenmeli.
Gelir vergisi %10’a sabitlenmeli.
Ceza yönetmeliği kapsamında yapılan kesintiler yasal faiziyle geri ödenmeli.
“Performansa Dayalı Sistemin Sağlığı Ticarileştirmesine Karşıyız”
Açıklamada performansa dayalı sistemin birinci basamağa yerleştirilme çabasına da tepki gösterildi. “Yeni doğan ölümleri, ilaçsız kalan hastalar, stent pazarlıkları” gibi ciddi sorunların göz ardı edildiği belirtilerek, “Bu anlayış iflas etmiştir” denildi.
“Tüm Sağlık Emekçilerini ve Toplumu Dayanışmaya Çağırıyoruz”
Basın açıklamasının sonunda ise şu çağrı yapıldı:
“Her meslekten sağlık emekçilerini ve halkı bu mücadelede yanımızda olmaya davet ediyoruz. Sağlık bir haktır, pazarlık konusu yapılamaz. Emeğimiz onurumuzdur, gasp edilmesine izin vermeyeceğiz.”