Muharrem Bayraktar :”ATATÜRK HATAY İÇİN REST ÇEKTİ”  « Hatay Yeni Haber Gazetesi

24 Nisan 2024 - 15:26

Muharrem Bayraktar :”ATATÜRK HATAY İÇİN REST ÇEKTİ” 

reklam
Muharrem Bayraktar :”ATATÜRK HATAY İÇİN REST ÇEKTİ” 
Son Güncelleme :

17 Ocak 2018 - 3:45

235 views

Muharrem Bayraktar : ATATÜRK HATAY İÇİN REST ÇEKTİ 

Hatay Dörtyol’ da ‘Atatürk Vatandır’ Sempozyumunda Atatürk, Hatay ve Gündem ile ilgili konuşmalar yapıldı. Yenimesaj Gazetesi Başyazarı Muharrem Bayraktar, Mustafa Kemal Atatürk’ün hasta döşeğindeyken Hatay için faşist Mussoliniye rest çektiğini anlattı. 

Yeni Mesaj Gazetesi tarafından düzenlenen Atatürk Vatandır Sempozyumu bu hafta Hatay’da yapıldı. Vatandaşların çok büyük ilgi gösterdiği sempozyumda önce selamlama konuşmaları yapıldı. Bölgenin önemli kanaat önderlerinden olan Hasan Hüseyin Dede konuşmasında, “Atatürk Hatay’a geldiğinde bir ay bizim evimizde kaldı. Yayladağı’ndan Erzin’e, Samandağ’a kadar babamla beraber Hatay’ı gezdi ve vatandaşlardan onay aldı. Bugün ‘Atatürk vatandır, Atatürk millettir’ diyen Prof. Dr. Haydar Baş hocamız, Atatürk’ün kim olduğunu herkese öğretmektedir” ifadelerini kullandı.   

Görevdeyken ABD’den çuvalın intikamını alarak tarihe geçen Emekli Kurmay Albay Aziz Ergen de selamlama konuşması yapan isimler arasındaydı. Prof. Dr. Haydar Baş’ın Hoş Geldin Atatürk kitabıyla bu ülkeye kumpas kuranlarının oyunlarının bozulduğunu ifade eden Aziz Ergen şunları söyledi: “Atatürk’ün asker kişiliği hep anlatıldı ama manevi kişiliği eksik kaldı. Biz Atatürk’ün bu yönünü Hoş Geldin Atatürk kitabından öğrendik. Bu kitap değerlerimiz ile devrimlerimizi buluşturan bir kitaptır. Bu ülkede devrimlerle değerleri hep çatıştırdılar ama sayın hocamız bunları buluşturdu. Bu kitabı yeni bitirdim, inanılmaz bir kitap. Ben keşke demeyi sevmem çünkü ben bir kurmay subayım, mesleğimde güzel dereceler yaptım. Ama bu kitabı okuyunca keşke dedim; Sayın Hocam bu kitabı daha önceden yazmış olsaydı belki bu ülkenin üzerinde karanlık projeler uygulanmasına müsaade edilmeyecekti. Bir kardeşiniz olarak söylüyorum; çeşitli kumpas davalarına konu edildik, mağdur olduk… En sonunda da bu ülkede 15 Temmuz oldu. İşte bu kitap olsaydı o keşkeleri demeyecektik ve o kumpas davaları bizim üzerimize uygulanamayacaktı. Onun için bu kitap önemli. Ben bu bakımdan değerli hocamıza çok çok teşekkür ediyorum. Bu kitabı ikinci Nutuk olarak değerlendiriyorum. Biz jandarma subayıyız. Anadolu’da köylere, mezralara gittik. Oralarda Haydar Baş hocanın resimlerinin olduğu otobüsleri gördük. Türk askerinin önünde Haydar Baş’ın resminin olduğu otobüsler hiçbir şeyden korkmadan gidiyordu. Bu gerçekten onur duyulacak, şeref duyulacak bir durum. Ben bu bakımdan değerli hocamıza bizlere ışık tuttuğu için, bundan sonra bu coğrafya üzerinde uygulanacak projelere engel olacağı için teşekkür ediyorum” dedi.

 

‘Her an büyük bir provokasyon olabilir’  

Sempozyum iki oturum halinde yapıldı. Konuşmacılar arasında yer alan Yeni Mesaj gazetesi başyazarı Muharrem Bayraktar, Türkiye’nin dış politikasında yaşanan sorunlara dikkat çekti. Suriye krizine değinen Bayraktar, “Her an Türkiye’yi Rusya ve Suriye ile karşı karşıya getirecek bir ayak oyunuyla yüz yüzeyiz. Rusya ile ilişkilerimizi düzeltiyoruz dedik, bir anda karşımıza güvenliğinden bizim sorumlu olduğumuz bölgeden birileri İHA ile Rusya’nın Suriye’deki en büyük askeri üssüne saldırıyor. Rusya 3 gün önce bir karar alıyor ve ‘Türkiye turistlerimizin gidebileceği bir ülke değildir’ diyor. Bu ciddi bir karardır” dedi.  

‘Herkes bize diş gösteriyor’  

Konuşmasında, “Fransa devleti Suriye’nin kuzeyinde PYD’nin bulunduğu bölgeyi Kürt devleti olarak tanımaktadır şeklinde bir karar aldı” diyen Bayraktar şöyle devam etti: “Biz Afrin’e ha girdik, ha gireceğiz hesabı yapıyoruz. Biz terörle mücadele için oraya girmek üzereyiz ama bir hafta önce 5.7 bin ton et aldığımız Fransa, PYD bölgesini Kürt devleti olarak tanıyoruz açıklaması yapıyor. Buna karşı Türkiye’den bir tepki gördünüz mü? Fransa’da Kürt devleti, Rusya’dan turist tokadı, İsrail’den kan tokadı. Gelelim ilişkilerimiz düzeldi denilen Almanya’ya. Düsseldorf havaalanında Türklerin üzeri köpeklerle arandı. Aslında bütün Avrupa ülkeleri Avrupa’ya ayak basan Türklere diş gösteriyor. Biz bunu göremiyoruz. Aramız düzeliyor denilen Almanya vatandaşlarımızın üzerine köpek salıyor. Köpekler Avrupa için önemli çünkü Kızılderilileri köpeklerle katlettiler. Almanlar köpeklerle mesaj verdi, İsrail ‘daha fazla kan akmalı’ diyerek mesaj verdi, Fransa Kürdistan diyerek mesaj verdi, Rusya turist diyerek mesaj verdi. Her taraftan hakaretlere maruz kalıyoruz. Mesela kabile devleti BAE’nin Dışişleri Bakanı bile bize hakaret ediyor. Neymiş efendim Ankara’da BAE büyükelçiliğinin olduğu sokağın adını Fahrettin Paşa Sokağı koymuşuz. Çok da umurlarındaydı. Onlar da Türk büyükelçiliğinin olduğu sokağın adını Lawrence Sokağı koydu. BAE’nin 15 Temmuz öncesinde darbecilere 3 milyar dolar para aktardığını hükümet yetkilileri söyledi. Bunlarla Mayıs ayında askeri ve stratejik işbirliği anlaşması imzaladık. Hiç olmaz ise biz bu anlaşmayı iptal ediyoruz deyin. Bir şey yapın”dedi.  

Atatürk’ün Mussolini’ye resti 

Bayraktar, Türk dış politikasını anlattığı konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk’ün Hatay tavrına da dikkat çekti. Bayraktar şunları söyledi: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk hasta döşeğindeyken faşist Mussolini Hatay’da gözü olduğunu söylüyor bizim büyükelçimize. Bunun üzerine Atatürk İtalya’nın Ankara büyükelçisini yanına çağırıyor ve askeri üniformasını, çizmesini giyiyor ve ‘nerede kalmıştık’ diyor. Yani savaşa hazırlandığını gösteriyor. Dünyayı ele geçirme ihtirasıyla hareket eden Mussolini bu iki kelime ile apışıp kalıyor ve hiçbir şey diyemiyor. Dolayısıyla nerede kalmıştık demek için onu diyecek cesaretiniz, gücünüz, kudretiniz, ekonomininiz, ordunuz, kadronuz olması lazım. Bunlar olmaz ise biri size dişini gösterir, biri size kırmızı kart gösterir, biri sizin dedenize hakaret eder. Dolayısıyla Türkiye’nin bugün yapması gereken Atatürk’ün dış politikasına dönmektir. Onun için bizler Prof. Dr. Haydar Baş’ın Hoş Geldin Atatürk kitabını elimize aldık Anadolu’yu dolaşıyoruz. Bu aynı zamanda Hoş Geldin Atatürk dış politikası, ekonomisi, eğitimi, milleti, devleti demektir.”  

‘Haydar hoca çağa damgasını vurdu’  

Hatay’daki Atatürk Vatandır Sempozyumunun kapanış konuşmasını Gaziantep Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu yaptı. “Kayıkçı kavgası yapan şu anki parti liderleriyle Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ı aynı kefeye koymayın” diyen Eyercioğlu şöyle devam etti: “Niçin? Herhangi bir günlük olayda parti liderleri çıkıp birbirine cevap verdiğinde gönlümüze göre konuşanın yanında oluyoruz, hatta bazen biz onlardan çok daha güzel cümleler kuruyoruz. Bazen Haydar hoca bu konuda neden bir şey söylemedi diye eleştirilerde de bulunuyoruz. Bazen o kadar ileriye gidiyorlar ki… Haydar hoca Ehl-i Beyt’i anlatıyor, ‘ben Ehl-i Beyt taraftarıyım’ diyenler neredeyse harici çizgisinde Haydar Baş’ı eleştiriyor. Atatürk’ü anlatıyor, ‘ben Atatürkçüyüm’ diyenler bir de bakıyoruz ki, AB taraftarı olmuş Haydar hocayı eleştiriyor. Arkadaşlar, Haydar hoca günlük olaylarla hareket eden bir insan değil. O 1990’larda İcmal ile yola çıktığında ‘insan neyi arıyor’ diye sormuştu ve cevabını yazmıştı. Ondan sonra bütün Türkiye’yi dolaştı ve ‘milli birlik ve beraberliğin temel unsurları nelerdir ve birliğe mani olan haller nelerdir’ dedi ve bütün Türkiye’ye bunu anlattı, eserlerinde bunu yazdı. Ondan sonra Ehl-i Beyt külliyatını yazdı ve ümmetin birlik adresinin nerede olması gerektiğini gösterdi. Sonra da Hoş Geldin Atatürk eserini kaleme aldı ve milletin birlik adresinin nerede olması gerektiğini gösterdi. Yani Haydar hoca bir şaheser ortaya koyuyor. O günlük olaylarla yürümüyor ama günlük olayların tamamına çözümler sunuyor. O bize hep ‘davanın avukatı değil, sahibi olun’ der. Davanın avukatı değil de sahibi olursanız geceniz de gündüzünüz de onunla beraber olur. Onun için Haydar hoca davanın avukatı değil davanın sahibidir, mimarıdır.  Bu sebeple lütfen diğer parti liderleriyle Haydar hocayı karşılaştırmayınız. Onlar işin avukatlığını yapar, Haydar hoca bu mübarek davanın mimarlığını yapar; Ehl-i Beyt’i, Atatürk’ü önümüze koyar, bu millete, insanlığa çıkış yolunu gösterir. Karnınızı mı doyurmak istiyorsunuz, Milli Ekonomi Modeli’ni getirir ve kapitalizmin katı kurallarından kurtuluşun formülünü sunar, sosyal devleti getirir insanca yaşamanın yolunu gösterir. Onun için gözümüzü de kapatsak, kulağımızı da kapatsak Haydar hoca çağa damgasını vuran bir şaheser ortaya koymuştur” dedi. (Haber Merkezi)
 

reklam

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.