
24 Temmuz: Kalemin Zincirlerini Kırma Günü
Köşe Yazısı | Levent Aşkar – Hatay Yeni Haber Gazetesi
Sansürün Kaldırıldığı Gün Değil, Mücadelenin Başladığı Gün
24 Temmuz, resmi tarihlerde 1908’de sansürün kaldırıldığı gün olarak anılır. Oysa gerçek şu ki; sansür sadece matbaa kapılarından çıkarken değil, satır aralarına, vicdanlara, hatta meslektaşlarımızın yüreğine kadar sızmıştır. Bugün bir kutlama günü değil, bir mücadele günüdür.
Özgürlük, Ekmek Kadar Su Kadar Gereklidir
Basın; halkın gözü, kulağı ve vicdanıdır. Ancak bu vicdan susturulursa, toplumun kalbi de susar. Haber alma hakkı bir lütuf değil, demokrasinin temel taşıdır. Sansüre uğrayan her kelime, halkın haber alma hakkından çalınan bir parçadır. Özgür basın, özgür toplumun teminatıdır.
Kalemimizi Eğmeyiz, Kırmayız da!
Yeri geldi baskılara karşı direndik, yeri geldi iftiralarla mücadele ettik. Ancak hiçbir zaman kalemimizi eğmedik. Bizim mürekkebimiz halkın gerçeğinden akar. Gerçekler rahatsız edebilir ama gazetecinin görevi rahatsız etmektir, yaltaklanmak değil.
Yerel Basın: Hem Nefes Hem Nefes Borusu
Hatay’da ve ülkenin dört bir yanında yerel basın, sadece haber vermez; sesi duyulmayanın sesi, hakkı yenenin davası olur. Ulusal gündemin gölgesinde kalsa da yerel basın, halkla devlet arasında köprü görevi görür. Ancak bu köprü çoğu zaman kaynak yetersizliği, tehdit, baskı ve reklam ambargolarıyla yıkılmaya çalışılır.
Bugün Değilse Ne Zaman?
Bugün, gazeteciliği bir menfaat aracı olarak değil, bir kamu görevi olarak görenler için hatırlanma günüdür. Bugün, sadece yazan değil, okuyan yurttaşların da özgürlüğü savunduğu gündür. Eğer biz susarsak, yarın herkes susturulur. Ve unutmayın; susturulan bir basın, sadece gazeteciyi değil, halkı da susturur.
Son Söz: Gerçekler Ölmez, Gömülse de Dirilir
Kalemimiz kırık olsa bile gerçeğin sesi yükselmeye devam eder. Çünkü biz inandığımız yolda, doğruluk ilkesinden ödün vermeden yürümeye yeminliyiz. 24 Temmuz, gerçeğin peşinden koşanların değil, ona pranga vurmaya çalışanların utanç günüdür.
Basının özgür olmadığı bir yerde ne demokrasi vardır, ne de adalet. O yüzden biz buradayız… Her şeye rağmen!
