Solğun: Hak kayıpları önlenmelidir « Hatay Yeni Haber Gazetesi

4 Mayıs 2024 - 09:26

Solğun: Hak kayıpları önlenmelidir

Türk Eğitim-Sen Hatay 1 Nolu Şube Başkanı Ömer Solğun, Banka Promosyon Anlaşmalarının Güncellenmesini ve Kamu Çalışanlarının Hak Kayıplarının önlenmesini istedi.

reklam
Solğun: Hak kayıpları önlenmelidir
Son Güncelleme :

17 Ekim 2022 - 23:29

229 views

Solğun: Hak kayıpları önlenmelidir

Türk Eğitim-Sen Hatay 1 Nolu Şube Başkanı Ömer Solğun, Banka Promosyon Anlaşmalarının Güncellenmesini ve Kamu Çalışanlarının Hak Kayıplarının önlenmesini istedi.

Reklam

Solğun açıklamasında; “Hepimizin bildiği üzere, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri ile üniversitelerimiz tarafından bankalar ile maaş promosyon anlaşmaları yapılıyor ve bu kapsamda alınan promosyon ücretleri memurlara ödeniyor. Promosyon anlaşmalarının süresi ise üç ile beş yıl arasında değişiyor. Temmuz 2022 öncesinde yapılan sözleşmeler ile eğitim çalışanların eline geçen promosyon ödemeleri çok komik rakamlar haline geldi. Zira son bir yıllık sürede enflasyon oranında meydana gelen artışa binaen memur maaşlarında da artış gerçekleşti. Öyle ki 2022 yılında memur maaşlarına yaklaşık yüzde 80 civarında artış yapıldı. Memur maaşlarına yapılan artışla birlikte bankalara gönderilen aylık nakit miktarı da aynı oranda arttı. Bu kez Temmuz 2022 öncesinde promosyon anlaşması imzalayan kurum çalışanları mağdur oldu. Zira sözleşmeler eski maaşlara göre yapılmıştı ve bu da çalışanların promosyon kaybına uğramasına yol açtı. Bu bağlamda, MEB’e bağlı tüm il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin ve üniversitelerimizin bankalarla yaptıkları promosyon anlaşmalarının revize edilmesini, güncel ekonomik gelişmeler ışığında promosyon ücretlerinin artırılmasına yönelik gerekli çalışmaların yapılmasını istiyoruz.
SÖZLEŞMELİ PERSONELLERİMİZ KADRO BEKLEMEKTEDİR!
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun memurlarımızı tanımlayan 4-A maddesi, asli ve sürekli kamu hizmetlerini yürütenlerin devlet memurları olacağına vurgu yapmaktadır. DMK’nın 4-B maddesi ise ‘zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere’ geçici işlerde çalıştırılacak görevlileri istihdam etmek için ihdas edilmiştir. Sözleşmelilerle ilgili atılacak en doğru adım; Hükümetin 2011 ve 2013’te yaptığı gibi, süreli süresiz ayrımı yapılmaksızın tüm sözleşmelilerin KADROYA alınmasıdır. Bunun dışında yapılacak İYİLEŞTİRMELER meslektaşlarımızın beklentisini karşılamayacaktır. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM Başkanlığına gönderdiği 4 Haziran 2011 tarihli yazısında ifade ettiği gibi “Kamu hizmetlerinin daha etkin, verimli ve hızlı bir şekilde yürütülmesini sağlamak ve çalışmalarda etkinliği artırmak amacıyla; 657 sayılı kanunun 4.maddesinin (B) fıkrası ile 4924 sayılı kanun uyarınca sözleşmeli personel pozisyonlarında çalışmakta olan personelin memur kadrolarına atanmaları” sağlanmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı görevde yükselme sınavını 2018 yılından sonra yapmadı. Sınav yapmanın zamanı geldi de geçiyor. Acilen görevde yükselme sınavı yapılmalıdır. Beklentiler acilen karşılanmalıdır.
ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU VE KARİYER BASAMAKLARI SINAVI
Eğitim camiasının uzun yıllardır beklediği ve talep ettiği Öğretmenlik Meslek Kanunu 14 Şubat 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Meslek kanununun çıkarılmış olmasını bir kazanım olarak görmekle beraber, kanunun içeriğinin beklentileri karşılamaktan çok uzak kaldığını bir milyonu aşkın öğretmenimizle birlikte ifade ettik. Çünkü adı Öğretmenlik Meslek Kanunu olan bir düzenlemenin, öğretmenlerimizin muhatap olduğu mevzuat ve süreçleri kahır ekseriyetle ihtiva etmesi umulurdu. Ancak 7354 Sayılı kanun bu beklentiye cevap verememiş ve adeta kadük bir halde yürürlüğe girmiştir. Kanun içerisinde derli toplu tek düzenleme, öğretmenlerin kariyer planlaması olmuştur ki bunun da sınav şartına bağlanmış olması kabul edilebilir bir yöntem değildir. Türk Eğitim Sen olarak açıklıkla ifade ediyoruz: Öğretmenlerin kariyer planlaması sınavla olmaz, sınav kabul edilemez. Çünkü sınav sadece bilgiyi ölçer; oysaki öğretmenlik sadece bilme mesleği değil, tecrübeye de dayanan bildiğini aktarma mesleğidir. Dolayısıyla burada esas alınması gereken tek ölçüt, deneyim ve tecrübe olmalıdır. Sendikamız yıllardır bunun mücadelesini yürütmekte ve 10 yılını dolduran her öğretmenimizin uzman, 20 yılını dolduran her öğretmenimizin de başka herhangi bir şarta bağlı kalmaksızın başöğretmen olarak değerlendirilmesi gerektiğini net olarak kamuoyu ile paylaşmaktadır!

Reklam

ÖĞRETMENİN İTİBARI MEB’İN NAMUSUDUR
Duymayanlar duysun, görmeyenler görsün: Öğretmenin itibarı Meb’in namusudur ve Meb namusuna sahip çıkmalıdır! Bu iş sınavla olmaz! Öğretmenin kariyeri sınavla belirlenemez. Kanun teklifinin 31 Aralık 2021 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulmasıyla birlikte komisyon ve Genel Kurul aşamalarına bizzat katılarak meslektaşlarımızın beklentileri en üst düzeyde dile getirdik. 14 Şubat 2022 tarihinde yürürlüğe giren Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun uygulamasına dair hazırlanmış olan “Aday Öğretmenlik ve Kariyer Basamakları Yönetmeliği” yayınlanır yayınlanmaz, meslektaşlarımızı mağdur edebilecek hususların iptali için 25.05.2022 tarihinde Danıştay’a başvurduk. Özellikle sınav yoluyla uzman ve başöğretmenlik düzenlemesinin gereksizliği ve doğurabileceği problemlere her platformda dikkat çektik. Oysaki öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir. Hatta Öğretmenlik Meslek Kanunu dahi mesleği böyle tanımlamıştır. Aslında bu kanunun 3’üncü maddesi “Öğretmenlik, eğitim ve öğretim ile bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.” İfadesi aynı kanunla öğretmenleri sınavla uzman yapılacağı hükmünün gereksizliğini ortaya koymaktadır. Nitekim 1739 Sayılı MEB Temel Kanunu’nda da öğretmenliğe uzmanlık mesleği olduğuna yer verilmiştir. Hal böyleyken soruyoruz: Öğretmenlik, hem ÖMK’da hem de 1739 sayılı kanunda madem bir ihtisas mesleği olarak tanımlanıyor, o halde neden sınavla uzman öğretmenlik/başöğretmenlik unvanı veriyorsunuz?
Öğretmenlerin bilgi birikimi, tecrübesi, sınıf içi performansını bir yana bırakarak sınavla kariyer planlamasının eksikliğini göremiyor musunuz?
Şunu da hatırlatmak isteriz ki; öğretmenlik mesleğindeki kariyer sistemini sakın ola ki kamudaki diğer kariyer sistemleri ile karşılaştırılmasın. Çünkü kamunun diğer alanlarındaki bir çalışan uzman olduğunda yaptığı işin niteliği değişmektedir. Ki, zaten bundan dolayı yeni görev tanımına uygun yetkinliği ve yeterliliği sınavla ölçülmektedir. Öte yandan; sınavla yapılacak bir tasnifin öğretmenlerimizi yeni ve gereksiz bir tartışmanın göbeğinde bırakacağı aşikârdır. Son yıllarda zaten yıpratılmış olan mesleki saygınlığımızın bu vesileyle farklı bir süreçte tartışma konusu yapılmasını asla kabul etmiyoruz. Öğretmenlerimizi tartışma konusu yapmak herkesin ayıbıdır. Türk Eğitim-Sen olarak, yeni yasama yılında TBMM’ye, siyasi partilerimize ve milletvekillerimize çağrıda bulunuyor ve başta kariyer düzenlemesinin düzeltilmesi olmak üzere, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun içeriğinin adına yakışır şekilde zenginleştirilmesi amacı doğrultusunda adım atmaya davet ediyoruz. Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlerimizin muhatap olduğu mevzuat ve süreçleri muhtevasında toplamalıdır. Evet, uzun yıllardır beklenen meslek kanunu 14 Şubat 2022 tarihinde hayata geçirilmiştir, bu bir kazanımdır ve şimdi sıra öğretmenlerimizin talep ve beklentileri ölçüsünde kanunun içinin doldurulmasına gelmiştir. Bu noktada beklentimizi bir kez daha ifade ediyor ve TBMM’ye çağrıda bulunuyoruz: Gelin eğitimin paydaşlarıyla da istişare ederek Kanunun içini hep birlikte dolduralım. Siyasi partilerimiz, Milli Eğitim Bakanlığı, sendikalar, öğretmenler omuz omuza vererek, Cumhuriyet tarihinde ilk kez çıkarılan bu kanunun tatmin edici olmasını sağlayalım. Amacımız, öğretmenlik mesleğinin itibarının incitilmemesi, mesleğin statüsünün yasal bir zeminde yükseltilmesi, öğretmenlerin moral ve motivasyonlarının artırılması olmalıdır” ifadelerini kullandı.

Reklam

http://www.asitemizlik.com.tr, Bu Reklam Linki ile firmamıza başvuru yapanlara firmamız tarafından %10 indirim yapılacaktır.

reklam

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.