BAŞKAN HÜZMELİ’DEN ‘EYLEM’ AÇIKLAMASI
Türkiye Barolar Birliği, 81 ilin barosuyla ortak karar alarak CMK ücretlerinin iyileştirilmesi talebiyle eylem kararı aldı. DEVA Partisi Defne İlçe Başkanı Avukat Nidal Hüzmeli, yaşanan süreci değerlendirdi ve avukatların içinde bulunduğu durumu gözler önüne serdi.
Reklam
Türkiye Barolar Birliği ev sahipliğinde düzenlenen 47. Baro Başkanları Toplantısı, 81 ilin başkanlarının katılımıyla gerçekleşti. CMK tariflerindeki yetersizliğin de masaya yatırıldığı toplantıda iş yavaşlatma, sonuç alınamaması halinde iş bırakma eylemi yapılması kararlaştırıldı.
Yapılan açıklamada, “Mevcut CMK tarifesine göre, en az 3 yıl süren bir ceza davasında zorunlu müdafilik hizmeti veren avukata yalnızca 754 lira ödenmektedir. Söz konusu CMK Tarifesi’ndeki ücretler Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin on sekizde birine denk gelmekte, bu nedenle aynı işi yapan meslektaşlarımız arasında bir eşitsizlik ortaya çıkmaktadır. Barolar olarak öteden beri talebimiz, CMK Tarifesi’nin AAÜT ile eşitlenmesi ve CMK ücretlerinden kesilen KDV’nin yüzde 1’e indirilmesidir” ifadelerine verildi.
Alınan karara göre; 13 Eylül 2022 Salı günü CMK görevlendirmeleri yavaşlatılacak, 20 Eylül 2022 Salı günü görevlendirmeler 3 gün süreyle durdurulacak ve sonuç alınmaması halinde görevlendirmeler süresiz olarak durdurulacak.
Reklam
“YARGI NEDENİYLE AVUKATLARIN SAYGINLIĞI SİLİNDİ”
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Defne İlçe Başkanı Avukat Nidal Hüzmeli, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu ve avukatların sorunlarına değindi. Doğuş TV’ye konuşan Hüzmeli, “Devletin bu konuda uyguladığı politika nedeniyle mesleğe yeni başlayan meslektaşlarımız başta olmak üzere pek çok avukat bu durumdan mağdur. Nedenine gelince en iyi ihtimalle 2 yıl süren bir yargı sürecinde akaryakıt, kırtasiye gibi giderleriniz oluyor ve neticede devlet size asgari ücret tarifesinin altında bir bedel ödüyor. Bu süreçte yapılan tüm harcamalar avukatın cebinden çıkıyor. Hesapladığımızda bir dosyadan avukatın kazancı olmuyor. Mesleğe yeni başlamış avukatlar ise kolay bir şekilde dosya alamıyor” dedi.
Yargı nedeniyle avukatların zor durumda olduğunu vurgulayan Hüzmeli, “Hukuk devletinde yasalar uygulanmadır ancak bizim ülkemizde ilk olarak yargı tarafında bu yasalar göz ardı ediliyor. Maalesef yargının içinde de yolsuzluklar var. Bir takım dosyalar özellikle yandaş avukatlara veriliyor. Dışarıdan dosya aldığımız zaman ise müvekkillerimizden ödeme almakta zorlandığımız oluyor. Bizler aldığımız dosyaları vergilendirmek ve faturalandırmakla mükellefiz. Ödemeyi alamadığımız için bu tarz masrafların hepsi cebimizden çıkıyor. Zaten yargı nedeniyle avukata eskiden olduğu gibi güven yok. Emeğimiz hiçe sayılıyor. Ülke genelinde avukatların meslek saygınlıkları silinmiş vaziyette” sözlerini kaydetti.
Açıklamalarına devam eden Hüzmeli, “Özellikle mesleğe yeni başlayan meslektaşlarımızın bu süreçte devletten teşvik ve yardım almaları gerekiyor. CMK dosyası aldığınızda en iyi ihtimalle 5-6 ayda devlet tarafından ödemesi yapılıyor. Zaten bahsi geçen ödemeler hem yetersiz hem de gecikmeli bir şekilde gerçekleşiyor. Bahsettiğim gibi bu süreçte tüm ödemeleri cebimizden karşılıyoruz. Müvekkilinizi ziyaret etmek zorundasınız. Bütün bunları yaptınız, görevinizi yerinize getirmediğiniz zaman ise görevi ihmalden ağır ceza mahkemesinde yargılanıyorsunuz ve üstüne ceza alıyorsunuz. Görevden çekilme durumunda paranızı alamıyorsunuz, verdiğiniz emek hiç oluyor. Ortada böyle tutarsız bir döngü var. Bu anlamda bugüne kadar CMK tarifelerinin iyileştirilmesine yönelik tepkinin geciktiğini düşünüyorum. Genel açıdan baktığımız zaman ise avukatların meslek statülerini ve toplumsal itibarlarını geri kazanmaları anlamında gerekli tüm çalışmaların revize edilmesi gerekiyor” dedi.
“İHMALKÂRLIK SÖZ KONUSU”
Adalet Bakanlığı’nın yetersiz kaldığını öne süren Hüzmeli, “Ortada bir ihmalkârlık söz konusu. Bizler savunma makamı olarak direnç kıracak şekilde direniş göstermeyi seven meslek grubu değiliz. Bugüne kadar gösteri ve yürüyüş gibi anayasal haklarımızı kullandık ama kendi meslek grubuma bir eleştiri yapmam gerekirse yeterince tepkimizi gösteremedik. Maalesef yargının içinde bulunduğu durum itibariyle insanımız da ses çıkarmaya korkar oldu. Vatandaş, ‘Aman başım yanmasın’ düşüncesiyle hareket etmek zorunda kalıyor, kimse sesini çıkaramıyor. Türkiye, AİHM’de yargılanan ülkeler arasında Rusya’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Ülkemizde en fazla suç oranı ise düşünce özgürlüğünde bulunuyor. Bu da içinde bulunduğumuz durumu fazlasıyla gözler önüne seriyor” diyerek sözlerini noktaladı. (Haber: Sezercan Makas)
Reklam
http://www.asitemizlik.com.tr, Bu Reklam Linki ile firmamıza başvuru yapanlara firmamız tarafından %10 indirim yapılacaktır.
