Yeniden Atatürk Cumhuriyeti: Tereddüde Yer Yok!
Levent Aşkar – Gazeteci / Köşe Yazısı
Türkiye bir yol ayrımında. Bir tarafta kurucu değerlerine sarılanlar, diğer tarafta bu değerleri içi boş kavramlarla sulandırmaya çalışanlar var.
Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Terörsüz Türkiye” vizyonuyla ortaya koyduğu duruş; sadece bir siyasi açıklama değil, aynı zamanda bu topraklarda yaşayan herkesin vicdanına seslenen bir çağrıdır. Ve dikkat edin, bu çağrı sadece iktidara değil, aynı zamanda muhalefet içindeki savrulmalara da bir mesaj niteliğindedir.
Bu ülkenin kuruluş harcında kanı, teri, umudu olan insanların adına konuşuyorsak, önce şu soruyu kendimize sormalıyız:
Biz hâlâ Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin yolunda mıyız?
Siyasetin Gerçek Yüzü Ortaya Çıkıyor
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Dr. Hüsnü Bozkurt’un açıklamalarını okurken, bu ülkenin vicdanının hâlâ diri olduğunu gördüm. Dr. Bozkurt, çok net bir dille, AKP-DEM-MHP eksenli oluşan (ve belki daha da genişleyebilecek) yeni siyasi tabloya dikkat çekti.
Bu ittifakın nereye gittiği belli. Etnik kimlikler üzerinden siyaset yapılmaya devam ediliyor. Mezhepçilik gizli kapaklı değil, artık açıkça dillendiriliyor. Üniter devlet yapısı sarsılmak isteniyor. Laiklik, “demode” bir kavram gibi gösterilmeye çalışılıyor. Ancak halk bunları izliyor. Sandığa giderken unutmaz.
Bu Millet Yolunu Bilir
Bakın, tarih bir kere daha tekerrür ediyor. 106 yıl önce olduğu gibi, bu millet neyin doğru, neyin yanlış olduğunu çok iyi biliyor.
Bu millet:
Atatürk’ün izinden gidenle yürür,
“Türkiye halkına Türk Milleti denir” diyenle saf tutar,
İstiklâl Marşı’nı yüreğinde hisseder,
Türk Bayrağı’nı sadece kumaş değil, bağımsızlık sembolü bilir.
Dil birliğini kaybeden uluslar, kimliğini kaybeder. Mezhep ve etnisite siyaseti ile oynayanlar, bu ülkenin geleceği ile oynar. Ama şunu unutmasınlar: Bu millet ne bayrağından, ne dilinden, ne de Cumhuriyetinden vazgeçer!
Şehidin Kemiklerini Sızlatmayacağız!
Bu ülkenin şehitleri boşuna toprağa düşmedi. O insanlar; Türkçe konuşulsun, bu topraklar bir olsun, ezan özgürce okunsun, kadınlar laik bir ülkede yaşasın diye can verdi. Şimdi o değerlere kast edenler var.
Biz gazeteciyiz. Kalemimiz birilerinin çıkarına göre şekil almaz. Bu milletin tarafındayız. Bugün tarafsızlık, kararsızlık değil; ilke sahibi olmak zamanıdır.
Mustafa Dilek’in Yorumu Çok Yerinde
Kıymetli meslektaşım Gazeteci Mustafa Dilek, “Terörsüz Türkiye Süreci”ne karşı çıkan 3 farklı grubu çok sade ve doğru bir analizle özetlemiş.
Ben de tıpkı Mustafa Dilek gibi, üçüncü grupta yer alanların – yani Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısını, kurucu değerlerini ödünsüz savunanların – bu toplumda çok daha fazla olduğunu düşünüyorum.
Mustafa Dilek’in ifadesiyle:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin onurunu-şerefini düşünenlerin siyasi zeminde taraf olmadığını görebiliyorum.”
Bu değerlendirme son derece yerindedir. Bugün sağduyulu her yurttaş, kimsenin siyasi çıkar uğruna bu ülkenin temelini oluşturan değerleri pazarlık konusu yapmasına izin vermez.
Son Sözüm Şudur:
Bu ülkede hâlâ Atatürk diyen milyonlar var.
Hâlâ Cumhuriyet diyen gençler, çocuklar, kadınlar var.
Hâlâ “Ben Türk’üm, bu vatan benimdir” diyen işçiler, memurlar, emekliler var.
Ve hâlâ gazeteciler var! Kalemiyle bu ülkenin gerçeklerini yazmaktan vazgeçmeyenler var.
#YenidenAtatürkCumhuriyeti diyorsak, bu sadece bir özlem değil; bir görevdir.
O görev de artık hepimizin omuzundadır.
Levent Aşkar
Gazeteci | Hatay Yeni Haber
