MADIMAK’IN KÜLÜNDE YİTİP GİDEN İNSANLIK , 2 Temmuz… « Hatay Yeni Haber Gazetesi

5 Aralık 2025 - 18:02

MADIMAK’IN KÜLÜNDE YİTİP GİDEN İNSANLIK , 2 Temmuz…

Takvim yapraklarında basit bir tarih gibi görünür belki. Ama o kara gün, bu topraklarda insanlığın, vicdanın ve aklın nasıl kül olduğunu anlatır.

reklam
MADIMAK’IN KÜLÜNDE YİTİP GİDEN İNSANLIK , 2 Temmuz…
Son Güncelleme :

02 Temmuz 2025 - 14:34

13 views

Hakan Erkan Karataş yazdı

MADIMAK’IN KÜLÜNDE YİTİP GİDEN İNSANLIK , 2 Temmuz…

Takvim yapraklarında basit bir tarih gibi görünür belki. Ama o kara gün, bu topraklarda insanlığın, vicdanın ve aklın nasıl kül olduğunu anlatır. Madımak Oteli’nin küle dönen duvarları arasında sadece 37 can’a yapılan bir saldırı değil, Türkiye’nin birliği, beraberliğine kardeşliğine Umuduna yapılan büyük bir saldırıydı.

Kim neyi savunursa savunsun, hangi kutsal kitabın, hangi mezhebin, hangi ideolojinin arkasına saklanırsa saklansın; bir insanı, sadece inancı, düşüncesi, kimliği yüzünden yakmak, insan olmanın en aşağılık çöküşüdür. Bunu meşrulaştırmaya çalışan herkes, aynaya bakıp yüzüne tükürmelidir.

O gün orada yakılan yalnızca insan bedenleri değildi. O gün, akıl, vicdan, hoşgörü ve insan sevgisi de diri diri yakıldı.

Kimdi o insanlar? Aziz Nesin, Metin Altıok, Behçet Aysan, Asım Bezirci… Türkiye’nin yüz akı, kalemi, sesi, şiiri, türküsüydü onlar. Farklı düşünen, farklı inanan, sorgulayan, eleştiren… Kısacası korkmayan insanlardı.

Ve kimdi onlara benzini taşıyan? Kimdi o oteli çevreleyen, slogan atan, taşlayan, kapısına kilit vuran? Onlara inanç savaşçısı diyen varsa, kusura bakmayın, o savaşçılar önce insanlığını kaybetmişti. Çünkü inanç; insan yakarak değil, insan severek yaşatılır.

Bugün hâlâ mahallelerimize, sokaklarımıza, hatta sofralarımıza kadar sızmış olan mezhepçilik, nefret, ötekileştirme… Hepsi aynı utancın farklı yüzleri değil mi? 2 Temmuz’da o ateş Sivas’ta yakıldı ama o gün sustuklarımız yüzünden o ateş hâlâ Türkiye’nin her köşesinde tütüyor.

Yıllardır birbirimizi “Alevi”, “Sünni”, “dindar”, “laik”, “bizden”, “öteki” diye ayırmaktan vazgeçemedik. Her ayrımda insanlığımızdan biraz daha eksildik. Ve hâlâ akıllanmıyoruz. Hâlâ birbirimizi anlamaya değil, düşman bellemeye daha hevesliyiz.

Ama bilin ki, mezhepçilik bir gün sizin kapınıza da dayanır. Bugün başkasının evini yakan nefret, yarın sizin yuvanıza da ateş düşürür.

Madımak’ın küllerinden utanç yükseldi. Fakat oradan yükselen bir şey daha vardı: Kardeşlik ve vicdan çağrısı. O çağrıyı duymayan, bilsin ki yarın o yangında kendisi de yanacak.

O yüzden bugün bir daha, hep bir ağızdan söylüyoruz:

Sivas’ı unutmadık, unutturmayacağız.

Mezhebin, kimliğin, inancın ne olursa olsun; eğer insan yakmayı savunuyorsan, sen de insanlıktan uzaksın.

Ve biz, inadına, inadına birlikte yaşayacağız.

Çünkü bu ülkenin harcı nefret değil, kardeşliktir.

2 Temmuz’u unutma. Çünkü unutan, aynı karanlığı tekrar yaşar.

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.