Köşe Yazısı | Halkın Malı, Halkındır!
Levent Aşkar – Hatay Yeni Haber Gazetesi
Bu şehirde her taşın altında bir emek var. Bu topraklarda her karış, bir annenin duası, bir işçinin teriyle ıslak.
Şimdi soruyorum:
Bu kentin malları, kimsenin babasının mirası mı ki “trampaya” konu oluyor?
Defne Belediyesi, olağanüstü meclis toplantısında 250 milyon TL borcu öne sürerek bazı taşınmazların SGK’ya devrine karar verdi. Gerekçe hazır: “Borç batağından çıkmak.”
Borç var, evet.
Ama bu borç halkın değil; yılların plansızlığının, şeffaflık eksikliğinin, yönetim krizlerinin borcu.
Şimdi bu borç halkın sırtına mı yıkılacak?
Meclis değil, pazarlık masası!
Olağanüstü meclis toplantısı diyorlar, ama yaşanan şey bir pazarlık.
Halkın bilmediği taşınmazlar, halkın haberi olmadan SGK’ya devrediliyor.
Peki soruyorum:
Hangi taşınmazlar bunlar?
Nerede bu yerler?
Ne zaman alınmış, hangi amaçla kullanılmış?
Değeri neye göre ölçüldü?
Bu soruların hiçbirine net yanıt yok. Şeffaflık yoksa, halkın rızası da yoktur!
“Yer halkın değilse, kime ait bu şehir?”
Belediye yönetimi “Aktif kullanımda olmayan yerler” diyor.
Peki ya halk o yerleri yarın bir kreş, bir halk evi, bir üretim alanı olarak değerlendirmek isterse?
Taşınmaz bir kez giderse, geri gelmez.
Bugün “SGK’ya devrettik” dersiniz,
Yarın o alanın üstünde bir cemaat binası, bir tarikat yurdu yükselirse ne yapacağız?
“Bu satış değil, peşkeştir” diyen bir ses yükseldi: Ali Arslan
Samandağ Sovtna Gazetesi’nin İmtiyaz Sahibi meslektaşım Ali Arslan, öyle yerinde bir tespitte bulundu ki susmak mümkün değil:
“Sen kimsin de çocuklarımızın geleceğini, analarımızın alın terini SGK’ya dolayısıyla müteahhide peşkeş çekiyorsun?”
“Borçlar halkın değil, yönetenlerin beceriksizliğinin sonucudur!”
“Halkın malı pazarda satılmaz, başkan!”
Bu sözler sadece bir gazetecinin isyanı değil, halkın iç sesidir.
TKP Hatay İl Başkanı Mehmet CEYLAN: “Bu bir teslimiyet belgesidir!”
Konuyla ilgili bir diğer güçlü tepki de Türkiye Komünist Partisi Hatay İl Başkanı Mehmet Ceylan’dan geldi. Ceylan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Belediyenin başında olup da halkın malını, gözünü bile kırpmadan satışa çıkaranlar bilsin: Taşınmaz dediğin yalnızca bir arsa, bir bina değil; işçinin alın teriyle, halkın vergisiyle kurulan ortak mirastır.”
“Sen geçmiş dönemde yapılan borçlara reçetemiz var diyerek seçim çalışması yapacaksın, sonrasında borçlarını ödemek için halkın geleceğini satacaksın. Yok öyle yağma!”
“Bu bir borç ödeme değil; sermayeye teslimiyetin belgesidir. Ama sen onu elden çıkarırken tek düşündüğün, ‘hangi rantçı dostuma paslarım’ sorusudur. Halkçı belediyecilik anlayışına sahip olanlar, o taşınmazları halka açardı.”
“Biz kamucuyuz. Biz eşitlikten yanayız. Ve halkına ihanet eden, halkın malını satan hiçbir yöneticiyi meşru görmeyiz.”
“Unutma: Koltuklar geçici, halk kalıcıdır. Ve biz o halkız. Takipteyiz.”
Halk soruyor: “Borç için neden önce tasarruf edilmedi?”
Defne Belediyesi milyonluk çöp ihaleleri, devasa temsil giderleri, şatafatlı toplantılar yaparken ses etmeyenler, şimdi “Halk için, hizmet için devrediyoruz” diyemez.
Önce şunu duymalıyız:
Belediyede israf bitti mi?
Yöneticiler maaşlarını kıstı mı?
Alternatif finansman yolları denendi mi?
Halkla oturulup tek tek konuşuldu mu?
Bu işin adı “Halkçı Belediyecilik” değil, “Kaçak Çözümcülük”tür
Borçları taşınmaz satarak kapatmak, sorunu çözmez; geleceği rehin bırakır.
Yarın bu şehir halkçı bir yönetime kavuştuğunda o taşınmazları geri alabilecek mi?
Akademik bir uyarı: “Meşruluk, Halkın Rızasında Yatar”
Selçuk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Akif Çukurçayır’ın bu konudaki değerlendirmesi, yöneticiler için bir uyarı niteliğinde:
“Trampa yasal olabilir ama hangi taşınmazın, hangi gerekçeyle devredildiği; bu işlemin kentin uzun vadeli gelişimine katkısı olup olmadığı, kamuoyu tarafından net biçimde görülmelidir.”
Bu değerlendirme sadece akademik bir görüş değil;
şeffaflık, hesap verebilirlik ve kamusal meşruiyet için bir yol haritasıdır.
Son sözüm şu:
Biz bu şehri taşınmazlarla değil, taş gibi bir dayanışmayla ayakta tutarız!
Defne Belediyesi bu kararı yeniden düşünmelidir.
Sadece halkın değil, kentin geleceğinin de hesabını vermek zorunda kalabilirler.
Eğer yönetemiyorsanız, halkın geleceğini satmayın, görevi devredin!
Çünkü halkın malı satılmaz, hesap sorulur!
Ve halk, her zaman takipte olacaktır.
Levent Aşkar
Hatay Yeni Haber Gazetesi / Defne
