Hatay: Depremin Gölgesinde Kayıp Bir Şehir « Hatay Yeni Haber Gazetesi

5 Aralık 2025 - 11:22

Hatay: Depremin Gölgesinde Kayıp Bir Şehir

TÖB-SEN Genel Sekreteri ve Defne Halk Temsilcileri Meclis Başkanı Hizam Hasırcı, sosyal medya hesaplarında paylaştığı çarpıcı yazısıyla Hatay’ın deprem öncesinden sonrasına uzanan yıkım hikâyesini anlattı.

reklam
Hatay: Depremin Gölgesinde Kayıp Bir Şehir
Son Güncelleme :

16 Ağustos 2025 - 6:42

12 views

Hatay: Depremin Gölgesinde Kayıp Bir Şehir

Haber: Levent AŞKAR 

TÖB-SEN Genel Sekreteri ve Defne Halk Temsilcileri Meclis Başkanı Hizam Hasırcı, sosyal medya hesaplarında paylaştığı çarpıcı yazısıyla Hatay’ın deprem öncesinden sonrasına uzanan yıkım hikâyesini anlattı.

Deprem Öncesi: Canlı Ama Kırılgan Bir Kent

Hasırcı’nın paylaştığı yazıya göre, depremden önce Hatay; Antakya, Defne, Samandağ ve İskenderun merkez ilçeleriyle yoğun bir şehir dokusuna sahipti. Tarihi Antakya çarşısı, eski evleri ve dar sokaklarıyla kentin kültürel mirası korunuyordu. Sanayi bölgeleri ve İskenderun Limanı aktif çalışıyordu.

Ancak bu canlılığın ardında büyük bir risk vardı. Binaların önemli bir kısmı eski yönetmeliklere göre inşa edilmişti. Kentsel dönüşüm yıllarca erteleniyor, yerel yönetimler kişiye özel imar planlarıyla rant projelerine imza atıyordu. Liyakatsiz atamalar, denetim mekanizmasını ortadan kaldırmıştı.

6 Şubat: Bir Kentin Kalbi Durdu

Hasırcı’nın vurguladığı gibi, 6 Şubat depremleri Hatay’ı adeta haritadan sildi. Antakya, Defne ve Samandağ’ın büyük bölümü yıkıldı. Ayakta kalan binalar da ağır hasar nedeniyle kullanılamaz hale geldi.

Altyapı tamamen çöktü; haftalarca su, elektrik ve kanalizasyon hizmetleri verilemedi. İskenderun Limanı deprem ve yangın nedeniyle faaliyet dışı kaldı. Halk, hizmet eksikliğine bu kez enkazın ağırlığını ekledi.

Göç Dalgası ve Boşalan Mahalleler

Deprem öncesinde 1,7 milyon olan Hatay nüfusu, Suriyeli mültecilerle birlikte çok kültürlü bir yapıya sahipti. Mahallelerde komşuluk ilişkileri güçlü, yerel esnaf ekonominin bel kemiğiydi.

Deprem sonrası ise kitlesel göç yaşandı. Yüzbinlerce kişi başka illere gitti, geri dönüşler yavaş ilerledi. Aileler parçalandı, konteyner kentler yeni yaşam alanı haline geldi. Binlerce işletme kapandı, işsizlik tırmandı.

Ekonomide Çöküş

Hasırcı, deprem öncesi tarım, ticaret ve liman faaliyetlerinin kentin başlıca gelir kaynakları olduğunu hatırlatıyor. Narenciye, zeytin, pamuk üretimi ve turizm Hatay ekonomisinin can damarlarıydı.

Depremle birlikte tarımsal sulama altyapısı hasar gördü, üretim düştü. Turizm durma noktasına geldi, kültürel alanlar zarar gördü. Sanayi tesisleri ve liman faaliyetleri felç oldu. Şehir, yeniden ayağa kalkmak yerine rant projeleriyle bir şantiye alanına dönüştü.

Kültürel ve Sosyal Hayat: Sessizliğe Bürünen Kent

Deprem öncesi Hatay; mutfağı, festivalleri ve çok kültürlü yaşamıyla dikkat çekiyordu. Türk, Arap, Ermeni, Alevi, Hristiyan ve Sünni topluluklar bir arada yaşar; camiler, kiliseler ve havralar yan yana varlığını sürdürürdü.

Deprem sonrası festivaller iptal edildi, etkinlikler çadır ve konteyner kentlere taşındı. İbadethanelerin çoğu yıkıldı veya ağır hasar aldı. Sokaklar sessizleşti, insanların önceliği hayatta kalmaya döndü.

Toplumsal ve Psikolojik Travma

Felaket öncesi ekonomik sıkıntılar olsa da düzenli bir yaşam sürülüyordu. Deprem sonrası ise travma, yas ve kayıp duygusu tüm kenti sardı. Göç, belirsizlik ve geçim sıkıntıları toplumsal bağları zayıflattı.

Yok Olanlar – Var Olanlar

Yok:

Yargılanan siyasetçi

Adalet

Eşya yardımı

Yeterli hastane kapasitesi

İşleyen havaalanı

Düzgün yollar

Esnafa destek

Var:

Toz ve pislik

Hayat pahalılığı

Barınma sorunu

Fırsatçılık

Rant projeleri

Hâlâ bulunamayan çocuklar

Boş vaatler

Fotoğraf çektirip giden siyasetçiler

Stres ve kaygı

Umutsuzluk

Hasırcı’dan Sert Mesaj

Hizam Hasırcı, paylaşımında “Hatay’ın yaşadığı felaket sadece bir deprem değil; yıllarca biriken ihmallerin, liyakatsiz yönetimlerin ve rant uğruna harcanan zamanın sonucudur” diyerek mevcut durumu özetledi.

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.