
ANTAKYA’NIN TARİHİ DOKUSU KEPÇELERLE YOK EDİLİYOR!
Uzmanlardan uyarı: “TOKİ hızında olmaz, iğne oyası gibi özen gerekir”
Depremin ağır yaraladığı Antakya’nın tarihi merkezinde kepçelerle yapılan yıkımlar tartışma konusu oldu. Uzmanlar, kentin hafızası niteliğindeki 150 yıllık Osmanlı konut dokusunun “düzenleme” gerekçesiyle geri dönülmez biçimde yok edildiğini söylüyor.
“Ayağa kaldırılabilecek çok sayıda yapı vardı”
6 Şubat depremleri sonrası Antakya’nın tarihi merkezinde birçok yapı ağır hasar gördü. Ancak uzmanlara göre bu yapılar arasında “orta hasarlı” durumda olup restorasyonla kurtarılabilecek çok sayıda ev bulunuyordu.
2023 yılının Haziran ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı yöneticileri, sanat eseri niteliğindeki ahşap ve taş elemanların ayıklanmasına dahi izin vermeden, kepçelerle yıkım gerçekleştirdi. Uzmanların yoğun itirazlarına rağmen tarihi evlerin yaklaşık yüzde 80’i ortadan kaldırıldı.
Restorasyon yerine yıkım tercih edildi
Aradan geçen üç yıla yakın sürede yeni konut alanlarının yapımına ağırlık verilirken, Antakya’nın tarihi dokusunun onarımı için gerekli bütçeler ayrılmadı. Restorasyon projelerinin hazırlanma süreci devam ederken, 17 Eylül’de alınan yeni bir kararla yıkımlar hız kazandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Antakya ziyareti öncesinde şehrin “düzenli” görünmesi gerekçesiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından harekete geçildiği öğrenildi.
Gece operasyonlarıyla tarihi yapılar yıkıldı
Alınan karar sonrası, özellikle gece saatlerinde yürütülen operasyonlarla tarihi yapılar birer birer yok edildi. İlk etapta Barudi Cafe, Kavinn Otel ve Shaut Otel yıkılırken; Asi Nehri’nin Saray Caddesi tarafında ayakta kalabilen son yapılar da tamamen ortadan kaldırıldı.
“Ecdada saygı izleri korumakla olur”
Mimarlar ve restoratörler, tarihi dokunun TOKİ tarzı hızlı inşaatlarla ayağa kaldırılamayacağını vurguluyor.
Bir restorasyon uzmanı:
“Restorasyon iğne oyası gibi sabırla yapılır. Taş taş işlenir, mevcut malzemeler yerinde korunarak yeniden kullanılır. 150 yıllık konutların kalıntılarını mıntıka temizliği gibi ortadan kaldırmak, kentin hafızasını silmektir. Ecdada saygı, mirasını korumakla olur.”
STK’lardan çağrı: “Durun, geç olmadan”
Kültür mirası savunucuları, yıkım çalışmalarının sadece yapıları değil, Antakya’nın binlerce yıllık kültürel kimliğini de tehdit ettiğini vurguluyor.
Kültürel Belleğin ve Kimliğin Yok Edilmesine Tepki
Kültür mirası konusunda faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları da yapılan yıkımlara sert tepki gösterdi.
Antakya Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı Kenan Yurttagül açıklamasında:
“Depremden ağır yara almış kentimizin tarihi belleğini korumak için olağanüstü bir çaba göstermemiz gerekirken, tam tersine kepçelerle yıkım yapılıyor. Bu, sadece taş binaları değil; hafızamızı, kimliğimizi, köklerimizi ve kültürümüzü yok etmek anlamına geliyor. Yetkililere sesleniyoruz: Daha fazla geç olmadan bu yanlış uygulamayı durdurun.”
Hafızasız şehir olmaz
Uzmanlara göre Antakya’yı Antakya yapan en önemli unsur, yüzyıllardır ayakta duran tarihi yapıları. Ancak son yıkımlarla birlikte bu izler hızla siliniyor. Kentin tarihi belleğinin korunması için kamuoyu, sivil toplum ve uzmanlar tek ses:
“Antakya’nın tarihine kepçe vurmayın!”
