
Antakya Çevre Koruma Derneği Uyardı: Hatay Susuzlukla Karşı Karşıya!
“Bir Ay Yetecek Su Kaldı” Alarmı
Antakya Çevre Koruma Derneği Yönetim Kurulu, Hatay’da yaşanan kuraklık tehlikesine ve doğa tahribatına karşı dikkat çeken bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada, meteoroloji verilerine göre son 65 yılın en kurak döneminin yaşandığı vurgulanırken, mevcut su rezervlerinin sadece bir aylık ihtiyacı karşılayabileceği belirtildi.

Hatay gibi Akdeniz iklimine sahip, Amanos Dağlarının eteklerindeki bir bölgede suyun bu denli azalmasının ciddi bir çevre krizi olduğuna dikkat çeken dernek, yaşanan kuraklığın en büyük nedenlerinden birinin kontrolsüz taş ocağı faaliyetleri olduğuna işaret etti.
“İkinci Deprem Felaketimiz: Taş Ocakları”
6 Şubat depremlerinden sonra sayıları hızla artan taş ocaklarının yeraltı su kaynaklarını büyük ölçüde tükettiğini belirten açıklamada, bu faaliyetlerin toprağın su tutma kapasitesini azalttığına dikkat çekildi. Yapılan patlatmaların, topraktaki suyun buharlaşmasına ve yağış sularının yeraltına ulaşamadan dağılmasına yol açtığı belirtildi.
Taş ocaklarının sadece suya değil, tarım alanlarına ve doğal yaşama da büyük zarar verdiği vurgulandı.

“Zeytinlikler ve Ormanlar Göz Göre Göre Yok Ediliyor”
Kuraklık sorununu derinleştiren bir diğer etkenin de plansız yapılaşma ve yangınlarla yok olan ormanlar olduğu ifade edilen açıklamada, ormanların iklim krizine karşı doğal bir koruyucu olduğu hatırlatıldı. Araştırmaların, ormanların havayı soğuttuğu, selleri ve aşırı sıcaklıkları önlediği, ayrıca dünyayı en az yarım derece daha serin tuttuğu yönünde olduğuna dikkat çekildi.
Tarım Tehlikede: Zeytin, Pamuk ve Narenciye Riski Altında
Kuraklık sadece içme suyunu değil, Hatay’ın temel geçim kaynaklarından biri olan tarımı da doğrudan tehdit ediyor. Açıklamada, yeraltı sularının tükenmesinin zeytin, narenciye, pamuk ve sebze üretimini sekteye uğrattığı, sulama imkanlarının azalmasıyla çiftçilerin verim kaybı yaşadığı ve üretim maliyetlerinin arttığı belirtildi.
Kuruyan topraklar ve artan tuzluluk oranlarının da verimliliği düşürdüğü ifade edilirken, “Bu gidişle kendi kendine yeten bir tarım bölgesinden, dışa bağımlı bir hale gelme riskiyle karşı karşıyayız” denildi.
Kuraklık Sadece Su Sorunu Değil, Halk Sağlığı Sorunu
Açıklamada, temiz suya erişimin dünya genelinde büyük bir sağlık sorunu olduğuna da yer verildi. Kuraklık nedeniyle beslenme yetersizliği, hijyen sorunları ve buna bağlı enfeksiyon hastalıklarının arttığı; özellikle çocuklarda ishal ve ölüm oranlarının yükseldiği vurgulandı.
Kuraklığın yalnızca insanları değil, hayvan popülasyonlarını da etkilediği belirtildi. Özellikle kuş göçlerinin azalmasının sivrisinek gibi vektörlerin artmasına, bu durumun da bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden olabileceği ifade edildi.
“Bu Dünya Herkesin İhtiyacına Yeter, Hırsına Değil”
Antakya Çevre Koruma Derneği açıklamasını şu çarpıcı sözlerle tamamladı:
“Yıllarca su tasarrufu, ağaç dikimi ve küresel ısınma ile mücadele çağrıları yaptık ama susuzluk kapımızdan içeri girdi. Kuraklık, gıdadan sağlığa, üretimden ruh sağlığına kadar yaşamın her alanını tehdit ediyor. Unutmayalım ki bu dünya herkesin ihtiyacına yetecek kadarını sağlar; ama herkesin hırsına yetecek kadarını değil.”
Haber: Levent Aşkar
