HATAY İMO: ”AFET KADER DEĞİLDİR! ÇOĞU ZAMAN İNSANLAR YARATIR” « Hatay Yeni Haber Gazetesi

25 Nisan 2024 - 15:37

HATAY İMO: ”AFET KADER DEĞİLDİR! ÇOĞU ZAMAN İNSANLAR YARATIR”

reklam
HATAY İMO: ”AFET KADER DEĞİLDİR! ÇOĞU ZAMAN İNSANLAR YARATIR”
Son Güncelleme :

17 Ağustos 2017 - 3:44

166 views

      HATAY İMO: ”AFET KADER DEĞİLDİR! ÇOĞU ZAMAN İNSANLAR YARATIR”

18 yıl önce Türkiye’de yaşanan acı sonuçlara yer açan 17 Ağustos Marmara Depremi’nin yıldönümü dolayısıyla İMO Hatay Şubesi’nde basın toplantısı düzenleyen İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli; “Afet, bir doğa olayının kendisi değil doğurmuş olduğu sonuçlardır. Doğanın kendi kuralları her zaman işleyecektir. Önemli olan yaşanacak olayları, afete dönüştürmeyecek yapıların üretilmesi ve sağlıklı bir çevrenin yaratılmasıdır.” dedi.

Her yıl 17 Ağustos’ta Türkiye’nin en üzücü acılarına sahne olan Marmara Depremi’nin 18’inci yıldönümü nedeniyle İnşaat Mühendisleri Odası Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli ve yönetim kurulu üyeleri İMO Hatay Şubesi Hizmet Binası’nda günün anlam ve önemine ilişkin basın toplantısı gerçekleştirdi.

Gerçekleştirdiği basın toplantısında ülke tarihinin en büyük ve sonuçları itibariyle en acı depremlerinden biri olan Marmara Depremi’nin üzerinden 18 yıl geçtiğini belirten İnşaat Mühendisleri Odası Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli, 17 Ağustos 1999 Gölcük merkezli Doğu Marmara depremi binlerce insanımızın ölümüne ve yaralanmasına ve milyarlarca liralık ekonomik kayıp ortaya çıkardığını belirtti.

17 AĞUSTOS’TAN DİĞER İLLER DE NASİBİNİ ALDI!

Her yıl 17 Ağustos’ta depremi hatırlayacaklarını belirten İMO Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli; “Topraklarımızın büyük bir kısmının deprem tehlikesi altında bulunduğunu kısa bir süre sonra unutacağız. Oysa uzunca bir süredir Çanakkale, Manisa,  Adıyaman ve İzmir ilimiz, son olarak da Muğla ilimiz ve ilçeleri depremden nasibini aldı. 6.6 büyüklüğünde olan deprem aynı zamanda bir su hareketine (tsunamiye)  neden oldu. Bodrum ve Datça’da yapılar hasar gördü. Deniz kıyısında bulunan tekne ve otomobiller üst üste yığılarak çalışamaz hale geldi. Can kaybı olmasa da panik ve korku ile koşuşan ve pencerelerden atlayarak yaralanan insanlar oldu.” dedi.

İSTANBUL’DA SEL FELAKETİ ÖNEMLİ BİR GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARDI!

Bu yıl Haziran ve Temmuz aylarında Ankara ve İstanbul başta olmak üzere ülkenin birçok kentinde su taşkını ve sel baskınlarının olduğunu belirten İMO Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli; “Ülkemiz; deprem, sel ve su baskını ve taşkın gibi doğal olayları sıkça yaşıyor, yaşamaya da devam edecek. Son aylarda İstanbul, birkaç kez yağan yağmur ve doluya teslim oldu. İnsanlar ve taşıtlar yollar da kaldı. Evleri su bastı, alt geçitler, metro ve kentin en merkezi yerleri adeta su baskınına uğradı. Can kaybı olmadı fakat büyük ölçekli ekonomik kayıplar ortaya çıktı. Öngörülebilen bir yağmur afete dönüştü, hayat durdu. Dünyanın eski ve önemli metropollerinden birisi olan İstanbul’un karşı karşıya olduğu afet, kentleşme ve yapılaşmayla ilgili olarak bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Derelerin taşmasından, sel ve su baskınlarından Trakya’da bulunan kentlerimiz de büyük ölçü de etkilendi.” dedi.

YAĞAN YAĞMUR SUÇLU İLAN EDİLİYOR!

Dere yataklarının yapılaşmaya açıldığını ve yağmur suyunu alacak toprağın kalmadığını belirten İMO Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli; “Her zaman olduğu gibi bilim ve mühendislik dışı yapılaşma ve kentleşme anlayışı bir tarafa bırakılıp, dere yataklarının yapılaşmaya açılması ve yağan yağmur suyunu alacak toprağın kalmaması ve derin bodrum kazılarının yer altı drenaj sistemini bozması dikkate alınmıyor, yağan yağmur suçlu olarak ilan ediliyor.” dedi.

TÜRKİYE’NİN YÜZDE 92’Sİ DEPREM TEHLİKESİ ALTINDA!

Bu yıl Türkiye’nin birçok ilinde yaşanan depremlerin ülkenin tamamının deprem tehlikesi altında bulunduğunu işaret eden İMO Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli; “2017 yılında yaşamış olduğumuz Çanakkale, Manisa, Adıyaman, İzmir ve Bodrum yakınlarında ortaya çıkan deprem, ülke topraklarımızın sürekli olarak deprem tehlikesi altında bulunduğunu ortaya koyuyor. Açıkçası ülke topraklarımızın yüzde 92 deprem tehlikesi altında; yüzde 66’sı ise birinci ve ikinci derecede tehlikeli deprem bölgesinde yer almaktadır. Nüfusu bir milyonun üzerinde bulunan 11 büyük kent ve ülke nüfusumuzun yüzde 70’i, deprem tehlikesi altında bulunuyor.” dedi.

DEPREMLER KIRSAL ALANDA DEĞİL, KENTLEŞMİŞ ALANDA ZARAR VERİR

Depremlerde resmi kayıtlara göre 100 binden fazla can kaybı yaşandığına dikkat çeken İMO Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli; “Ülkemizin topraklarında 1900’lü yılların başından günümüze kadar otuza yakın büyük ölçekli deprem meydana gelmiş ve resmi kayıtlara göre 100 binden fazla insan hayatını kaybetmiş, binlerce insanımız yaralanmış, binlerce yapı yerle bir olmuş veya önemli ölçüde hasar görmüştür. Ayrıca kırsal alanda değil de, kentleşmiş alanda yaşamış olduğumuz bir depremdir.” dedi.

YAPILAR SERTİFİKALI MÜHENDİSLER TARAFINDAN DENETLENMELİDİR

Yapıların sigorta kapsamına alınarak deprem zararlarının azaltılabileceğini söyleyen İMO Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli; “Ülkemizi, kentlerimizi, yapılarımızı depreme karşı hazırlamanın üç temel yolu bulunmaktadır. İlki mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi, onarılması ve güçlendirilmesidir. İkincisi yeni yapılacak olan yapıları; bilimin, tekniğin ve mühendisliğin ortaya koyduğu ilkeleri  yapı üretim sürecinin içine sokmaktır. Bu nedenle proje üretim sürecinden başlayarak yapı üretim sürecinin tüm evreleri sertifikalı mühendisler tarafından denetlenmelidir. Ayrıca ortaya çıkabilecek riski azaltmak için yapıların sigorta kapsamına alınması da deprem zararlarını azaltmanın bir yolu olarak söylenebilir.” dedi.

YAĞAN YAĞMUR SUYUNU ALACAK TOPRAK KALMAMIŞTIR

İstanbul’da yaşanan sel felaketinin önemli sonuçları ortaya çıkardığını belirten İMO Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli; “Riskli alan ve riskli yapı” belirlenmesindeki adaletsizlik, keyfilik ve hukuksuzluğun yol açtığı mağduriyetler ve hak kayıpları oluyor. Kentsel dönüşüm uygulamaları daha çok rantın yüksek olduğu yerler de yapılıyor. Açıkçası kentlerimizin güvenli olmaması ve yapı stokunun riskli olması “yenilenme” gibi bir konuyu da gündeme getiriyor.  Kentsel dönüşüm; sosyal adalet, sosyal gelişim, sosyal bütünleşme, tarihi ve kültürel mirasın korunması, zarar azaltma ve risk yönetimi ile birlikte kapsamlı ve bütünleşik bir şekilde ele alınmalıdır. Kentlerimiz başta İstanbul olmak üzere inşaat projelerinin birer “arazisi” haline dönüştürülmüştür. İnsana, tarihe, doğal çevreye dair ne varsa yok edilmiştir. Yeni bir İstanbul yaratmak adına ormanlarımız ve su havzalarımız büyük ölçü de zarar görmüş, toprağın drenaj sistemi bozulmuştur. Yağan yağmur suyunu alacak toprak kalmamıştır.” dedi.

GELECEĞE GÜVENLE BAKMAK İSTİYORUZ

İnşaat Mühendisleri Odası’nın geleceğe endişeyle değil güvenle bakmak istediğini belirten İMO Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli; “Biz inşaat mühendisleri Odasının ve Odaya bağlı şubelerin yöneticileri olarak geleceğe endişeyle değil, güvenle bakmak istiyor ve bu isteğimizin her zaman arkasında olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. Çünkü toplumsal duyarlılığımız, yaşamın kutsallığına olan inancımız, bilimsel ve mesleki gerçeklikler bunu gerektiriyor. Bunlar yapılmadığı takdirde sürekli olarak acı çekmeye devam edeceğiz. 17 Ağustos ve diğer depremlerde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, geride kalanlara acil şifalar diliyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.  (Haber/Fotoğraf: Levent AŞKAR)

reklam

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.